“Tanzim satışları uzun soluklu olmaz”

ATSO Başkanı Davut Çetin, vatandaşın devamlı aynı fiyattan yaş meyve-sebze yemesini dengede tutacak bir sistemin olmadığını belirterek, "Tanzim Satış sürdürülebilir bir şey değil. Bir miktar belki sübvanse edilecektir. Fiyatlar burada arz-talep dengesine göre oluşuyor. Zaten genellikle bizim üretici neredeyse maliyetine hatta maliyetin altına satıyor" dedi.

“Tanzim satışları uzun soluklu olmaz”

Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) Antalya Temsilciliği üyeleriyle İNOVATSO'da bir araya gelen ATSO Başkanı Davut Çetin, gazetecilerin sorularını cevapladı.

İlk olarak, ‘Ankara ve İstanbul’da başlatılan yaş meyve sebzede tanzim satış konusunda ne düşünüyorsunuz?’ sorusunu yanıtlayan Başkan Çetin, "Sürdürülebilir bir durum değil, her şeyden 65 tanzim satışla tüketimin ne kadarını karşılayabilirler? Ne kadar satarlarsa satsınlar Ankara ve İstanbul’un yüzde kaçını karşılayabilirler ki? Sadece psikolojik olarak birkaç günlüğüne fiyatı çekti gibi görünüyor ama bir süre sonra yine bu iş eski haline döner. Meyve sebze ürünlerinin paketleme kısmında bir bölümü zaten zayi oluyor" dedi.

"SOĞANI STOKÇU İLAN ETTİK"

Sistemin nasıl işlediği konusunda bilgiler veren Çetin, tanzim satış fiyatlarının Antalya Hali’ndeki fiyatlara yakın olduğunu belirtti. Bunun, sürdürülebilir bir durum olmadığını ifade eden Çetin, "31 Mart’a kadar Maliye Bakanımız bir miktar sübvanse edecektir bunu ama ondan sonra sübvanse edilebilecek bir şey değil. Arz talep dengesine bağlı bir fiyat oluşuyor burada. Zaten genellikle bizim üretici neredeyse maliyetine, hatta maliyetin altına satıyor. Şimdi son iki ayda havalardan dolayı fiyat yükseldiğinde her sene geliyoruz biz bunları konuşuyoruz. Ondan sonra 10 ay üreticiyi hiç düşünen yok, hiç konuşan yok. Böyle saçma sapan. Enflasyonu da getiriyor yaş meyve sebzeye bağlıyoruz. Yaş sebze meyvenin bütün fiyatları yüzde 100 artsa enflasyonu yüzde 3 artırıyor. Çünkü çıpanın içinde yüzde 3 etkiliyor. Bu ülkede yüzde 7 enflasyon varken de bu mallar bu dönemlerde yüksekti, yüzde 22 enflasyon varken de bu mallar bu dönemde yüksek. Her sene biz yaş meyve sebzeyi vatan haini ilan ettik. Böyle bir şey yok. Soğanı stokçu ilan ettik."

"BİZDE BUNU DENGEDE TUTACAK BİR SİSTEM BİLE YOK"

Tanzim Satış Mağazaları'nın Antalya'da kurulmasının mümkün olamayacağını ifade eden Davut Çetin, şöyle devam etti:

"Antalya’nın tanzim satış noktaları olur mu? Olmaz herhalde. Yaş meyve sebzenin yaklaşık yüzde 15-20’si paketleme sırasında, ayrıştırırken zayi oluyor. Bunları hiç düşünmüyoruz biz. Bu maliyetten nasıl buraya geldik? Yapılacak bir iş varsa belki marketlerde çok yüksek, marketler denetlenebilir. Yoksa burada bizim üreticilerin, komisyoncuların, halcilerin hiçbir suçu yok. Marketleri denetlesinler. Ama serbest piyasa ekonomisinde bunlar denetlenebilir bir şey olmamalı. Bunu ucuz satan da var, pahalı satan da var. Markette çok pahalı da pazar da ucuz mu? Üretici şehirlerle tüketici şehirleri bir ayırmak lazım. Biz hal kanununda da çok dedik üretici hallerle, tüketici halleri karıştırdılar birbirine. Halcinin komisyonu belli. Yüzde 8 alıyor adam. Onu da üreticiden alıyor. Bir türlü bunu anlatamadık. Üretici geldi tanzim satışta sattı. Arada hal rüsumu nerede kaldı? Üreticinin satmaması lazım."

Yurt dışında marketlerde yaş meyve sebze fiyatlarının aynı olduğuna dikkat çeken Çetin, "Almanya’ya gidiyorum domates 2 avro. Yazın da 2 avro, kışın da 2 avro. Rusya’da 3-3,5 avro idi. Yaz da gittim, kış da gittim, marketteki fiyat hep aynı. Bizde bir 1 lira, bir 15 lira. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir fiyat dengesizliği yok" dedi.

Bu sistemin düzelmesi gerektiğine dikkat çeken ATSO Başkanı Davut Çetin, "Destek verilecekse oraya verilmeli. Planlarsak yetecek iş. Seneye görün her yer soğan olacak, bu sene soğan para etti diye. Bunu Antalya 20 sene önce yaşadı. Döşemealtı’nda soğan olmayan yer kalmamıştı, hepsi tarlada kaldı. Benim tanıdığım avukat, sanayici, halci, herkes soğan ekti" diye konuştu.

ANTALYA’DA 80 BİN KONUT ARZ EDİLECEK

Başkan Çetin, yaş meyve-sebzenin ardından konut arzını değerlendirdi. Antalya’da her yerin imara açıldığına işaret eden Çetin, yeni açılan yerlerde 75-80 bin daha konutun arz edileceğini bildirdi. Antalya’nın bunu 15-20 senede zor tüketeceğini söyleyen Çetin şu ifadeleri kullandı:

"Konut fazlası var, biz hala tarım arazilerini imara açıyoruz. Göç var ama şu anda çok fazla konut fazlamız var. 40 binin üzerinde konut fazlamız var. Bugün Ziraat Bankası ile görüştüm. Kampanya yapıp biraz müteahhitlerin elindeki konut stoğunu eritmek istiyoruz. ATSO üyelerini kapsayacak. Aynı zamanda 500 bin liraya kadar küçük otellere renovasyon kredisi, yenileme kredisi. İkisiyle ilgili bankalarla çalışma var. 0,98 oran ile konut kredisi, 6 ay ödemesiz 500 bin liraya kadar da küçük otellerin yenilenmesiyle ilgili bir renovasyon kredisi çalışması yapıyoruz. Şehir otelleri. Bu şekilde konut stoğunun bir bölümünü eritebiliriz."

"ORTAK ÇALIŞMA KÜLTÜRÜNÜ ÇÖZMEMİZ LAZIM"

ATSO Başkanı Davut Çetin, yeni iş geliştirmek isteyen kişiler ve öğrencilere kodlama öğretmek amacıyla 1.2 milyon TL harcama ile İnovasyon Merkezi kurduklarını anımsattı. Prototip üretecek sanayici ve öğrencinin bu merkezde çalışabileceğini ifade eden Çetin, "Mekanik atölyesi kıvırma makineleri, matkaplar, tornalar, kesmeler var. Protatip üretecek olan sanayici veya öğrenci burada protatipini üretip götürebilecek. Üç boyutlu tarayıcı eksiğimiz var. İhtiyaç olursa o da alınacak. Kullanılabilecek diğer tüm malzemelerde ihtiyaç halinde alınabilir. Öğrenciler gelip kullanabilir, robotik takımlar burada ürün geliştirebiliyor" ifadelerini kaydetti

İnovasyon Merkezlerinin sayısının gün geçtikçe arttığını anlatan Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü.

"En büyük imkanlardan biri fiziksel altyapı. Bununla birlikte fikrin hayata dönüşmesi ve ticarileşmesi de önemli, yani yatırımcıyla buluşması. Türkiye’de bu merkezlerin sayısı çok artırıyor, Antalya’da da ilerleyen süreçte karşımıza çok çıkacak. Üniversite bir kuluçka merkezi yaptı. Muratpaşa Belediyesi İnovasyon merkezi yaptı. Bunların hepsinin birleşmesi gerekiyor ve tek elden, aynı makine ve malzemeleri almayalım. Birleştirme konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Mekanı da birleştirebiliriz. Kimin yaptığının önemi yok, ne için yaptığımız önemli. Bunu şehirde anlatamıyorum, daha çok kimin yaptığına takılıyoruz."

İnovasyon Merkezinde Organize Sanayi Bölgesinde olmayan dört eksenli CNC cihazı bulunduğunu ifade eden Çetin, "CNC'nin kullanımı saati 4-5 lira elektrik parası sadece. Üç boyutlu yazıcının da gramı 25 kuruş. Maliyetini alıyoruz. Filament basıyor. Bunun Antalya’da metal basanı yok ve ihtiyaç olan biraz da yıl sonuna kalmadan onu da alırız. Akdeniz Üniversitesi içindeki Teknopark kendi üye ve üniversite öğrencilerine kullandırıyor. İstanbul ve Ankara’daki inovasyon merkezlerinde çok yüksek rakamlar var. Türkiye’de hepsinin altındayız. Yıllığı 120 lira ne olacak ki?" dedi.

banner111

"GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR"

En büyük imkanlardan birinin fiziksel alt yapı olduğuna dikkat çeken Çetin, bununla beraber fikrin hayata dönüşmesi ve ticarileşmenin de önemine vurgu yaptı. Türkiye’de bu merkezlerin sayısının çok arttığının altını çizen Başkan Çetin, "Antalya’da da ilerleyen süreçte karşımıza çok çıkacak. Üniversite bir kuluçka merkezi yaptı. Muratpaşa Belediyesi inovasyon merkezi adı altında yaptı ve bunların hepsinin birleşmesi gerekiyor ve tekelden, aynı makine ve malzemeleri almayalım. Görüşmelerimiz devam ediyor. Mekanı da birleştirebiliriz. Kimin yaptığının önemi yok, ne için yaptığımız önemli. Bunu şehirde anlatamıyorum, daha çok kimin yaptığına takılıyoruz" şeklinde konuştu.

 

"OSB’DEKİ FABRİKA NE ÜRETTİĞİNİ BİLMİYOR"

Network oluşturmaya çalıştıklarını bildiren ATSO Başkanı Çetin, konuyla ilgili 22 çalıştay yaptıklarını söyledi. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) yan yana bulunan iki fabrikanın ne ürettiğini bilmediğini dile getiren Çetin sözlerine şöyle devam etti:

"’Burada gerçekten bu üretiliyor mu?’ diyor. Halbuki o sanayide çok üreten var ve gidip İstanbul’da iş yaptırıyor. Bunun birçok örneğini OSB’de gördüm. Sektörel birliktelik var ama farklı sektörler maalesef birbirini tanımıyor. İşte ATSO İnovasyon Merkezi'nin biraz da amacı buluşmayı sağlamak. Öğrenci, akademisyen, iş dünyası birlikte çalışabilir. Çok daha büyük hizmet eder. Ama bu protatip işi de Antalya’da gidip insanların yapabileceği bu makinelerin bir arada olduğu yer yok. Gelip burada istediğini yapabilecek, bu alışkanlığı oluşturmamız lazım. Ortak çalışma kültürünü çözmemiz lazım. Soran çok, ama henüz kullanan olmadı. Burada bu cihazların hepsini kullanan arkadaşlarımız var ve rehberlik ediyorlar. Makineleri çok fazla tek başına kullandırmıyoruz. İstanbul, Ankara’da çok fazla kişi var ama Antalya’da yavaş yavaş oturacak. Örneğin kültür merkezinde verimi ancak bu yıl almaya başladık. Dört sene oldu. Antalya’da bir şey çok çabuk olmuyor. Sergiyi bu kadar 60 bin kişi gezdi, 4-5 bin kişi para ödedi. O halde bile bana kızıyorlar, ‘Niye 7.5 lira?’ diye. Sinema 20 liraya yakın. Geleceksin 3 saat Picasso, Andy Warhol’u gezeceksin, şimdiki portreler üniversite hocalarının söylediği portre ve otoportre konusunda ders verilebilecek kalitede bir sergi var şu an. Ama bunlar maalesef Antalya’da yeni yeni oturuyor. Pera bana ‘10 yılda, bu kültür anca oluşur’ dedi. Picasso geldiğinde bile kimse inanmadı, ‘Bunlar gerçek mi? Sahte değil demi? Orijinal mi?’ diye sordular."

"TRİATLON GİBİ AYRI AYRI TAKIM HALİNDE ULUSLARARASINA AÇACAĞIZ"

‘Kar sür yüz’ etkinliğini değerlendiren Başkan Çetin, ATSO olarak yaptıkları en iyi etkinlik olduğunu kaydetti. Etkinlikten çok etkilendiğini bildiren Çetin, "Üç yıl boyunca ara ara konuştum, bu şehirde aynı hem kayak yapılabiliyor hem de denize girilebiliyor diye. Yurt dışında da her seferinde anlattık ama hep lafta kaldı. Bunu görüntü olarak anlatabildiğimiz en iyi organizasyondu. Emin Altıner bana geldi yönetimle ve araya bisiklet etabı da konulunca hakikaten güzel bir proje oldu. Bu ilk denemiydi 20 takımla yaptık ve çoğu amatördü. Önümüzdeki yıl bunu triatlon gibi ayrı ayrı takım halinde uluslararasına açacağız. Drone görüntülerini aldık ve ITB Berlin, Moskova’ya giderken ikişer dakikalık tanıtım filmiyle bunu anlatacağız. Bir ileriki safhası da uluslararası ciddi bir organizasyon olacak. Kızakla çocukların kaydığı gibi eğlenceli etkinliklerle de zenginleştirilebilir. Ancak bisikletle iniş çok zor olduğu için önümüzdeki yıl denizden başlatılabilir. Maviden beyaza olabilir" dedi.

Güncelleme Tarihi: 13 Şubat 2019, 14:42

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83