Haksızlığa uğradığını iddia ederek ölüm orucuna başlıyor

Diyarbakırlı Baran Zoroğlu, mahkemelerde ailesi ve kendisine karşı aleyhte karar verildiğini iddia ederek cezaevinde ölüm orucuna başlayacağını açıkladı.

Haksızlığa uğradığını iddia ederek ölüm orucuna başlıyor
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde yaşayan Ferican Zorooğlu, 1999 yılında bin lira borç aldığı kişinin talebi üzerine boş senede imza attı. Ekin zamanı borç aldığı kişiyi arayan 66 yaşındaki Zorooğlu, senedi getirmesini alacaklıya bildirdi. Alacaklının kendisine tatilde olduğunu belirtmesinin ardından bir ay daha bekleyen Ferican Zorooğlu, daha sonra tekrar aradığı alacaklıdan boş senedi babasından kalan miras nedeni ile davalık olduğu ağabeyine sattığını öğrenince şok geçirdi. Kendisine gelen haciz evraklarının ardından tekrar mahkemenin yolunu tutan Zorooğlu, senetteki imzanın kendisine ait olduğunu fakat yazıların ağabeyi veya yeğenine ait olduğunu iddia ederek mahkemeye başvurdu. Mahkemeye sunulan senet, incelenmek üzere emniyet kriminale gönderildi. Kriminalde yapılan incelemenin ardından senetteki imzanın Ferican Zorooğlu'na yazının ise yeğenine ait olduğu ortaya çıktı. Tam her şeyin yoluna girdiğini düşünen Zorooğlu, itiraz üzerine tekrar kriminale gönderilen senedin ortadan kaybolması ile yıkıldı.

Oğlu, yapılan haksızlıklara karşı ölüm orucuna başlayacak

Öte yandan Ferican Zorooğlu'nun oğlu Baran Zorooğlu Alanya'da karışmadığını iddia ettiği bir olay nedeni ile hapis cezasına çarptırıldı. Bir süre cezaevinde kalan Zorooğlu, geçtiğimiz yıl denetimli serbestlikten yararlanarak memleketi Bismil'in yolunu tuttu. Annesinin içinde bulunduğu durum, evlerinin birkaç kez basılması ve başvurdukları mercilerde sonuç alınamaması nedeni ile denetimli serbestliğini bozdu. Zorooğlu cezaevine gireceği gün ölüm orucuna başlayacağını söyledi.

Yaşadıkları ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Zorooğlu, Akdeniz Üniversitesi ASO Meslek Yüksekokulu İkram Hizmetleri Bölümünde okuduğunu ve mahkum öğrenci olduğunu söyledi. Zorooğlu, "Annemin içinde bulunduğu durum nedeni ile BİMER'e başvuruda bulunduk. Bu başvurunun ardından dosyamız görüldü ve tekrar takipsizlik kararı verildi. Bu süreç devam ederken evimize saldırı yapıldı bunun da başvurusunu yaptık ve buna da takipsizlik kararı verildi. Evin bulunduğu her yerde kamera olmasına rağmen araba ve kişilerin bulunamadığı bile söylendi. Şu anda savcılıkta bir dosyamız daha var arazi biçimlerimiz ile ilgili, bunda da dosyamız bize iade edildi ve arazimizi biçemedik. Bu durum hala savcılıkta ve mahkemeyi bekliyoruz. Yaşadıklarımızın hepsi bizde psikolojik sorunlara neden oldu, benim ve ailemin hayatı sonuçta. Annemin üzerine imzası ve yazıları bize ait olmayan yaklaşık bir milyon liralık borç var. Bu durum da hala çözülmedi. Bu kararlara tepki olarak, bana işlemediğim bir suç nedeni ile ceza verilmişti ve denetimli serbestliğe tabi tutulmuştum. 5 kişi yargılanıyoruz, bunların hiçbirinin yan yana gelmediği halde şahıs ben tanımıyorum dediği halde bana ceza verildi. Bunların hepsini sineye çektim ama artık dayanamıyorum. Bu nedenle denetimli serbestliği bozdum ve cezaevine girmeye karar verdim. Burada ölüm orucuna başlayacağım. Diyarbakır ve Bismil'deki bazı duruşmalarımızda karar düzeltmeleri var. Mahkeme Yargıtaydan döndükten sonra Anayasa Mahkemesine ardından İnsan Hakları Mahkemesine başvurabilirsin, yasal yollar belli. Devlet büyüklerine sesleniyorum, bir sonuç alınsın artık" dedi. 

Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2018, 17:20

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83