Öğretmene yapılan saygısızlığa büyük tepki

Tekirdağ'da öğrencilerin öğretmen ile alay etmesinin eğitimdeki yanlış uygulamaların bir sonucu olduğunu aktaran Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, okullarda hababamlaşan bir eğitim ortamının oluştuğunu dile getirdi.
Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Mustafa Çoban, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesindeki bir lisede yaşanan olayda lise öğrencilerinin öğretmenleri ile alay ettiği görüntülerin; eğitimi, gençliğin içinde bulunduğu durumu ve toplumsal yapımızın uğradığı yozlaşmanın hangi aşamaya geldiğini gözler önüne serdiğini iddia etti. 'Öğretmene yapılan her kötülük geleceğimizin erozyonudur' diyen Çoban, öğrencilerin öğretmene karşı saygısız, ahlaksız ve edepsiz tutumlarının en vasat duygularla bile bu ülkeye ait olan herkesi derinden etkilediğini, sınıflarda öğrenme ve öğretme aşkıyla ders yapılması gerekirken; trajik, hüzünlü orta oyununa dönüştürülen ve hatta hababamlaşan bir eğitim ortamının oluştuğunu aktardı.
Çoban, "Eğitim sistemimizde öğretime ağırlık verilmesi, eğitim boyutunun ihmal edilmesi, aktör olması gereken öğretmenin ikinci plana itilmesi, bunun sonucunda meydana gelen şiddet olayları; öğretmenlerin alaya alınması, darp edilmesi ve öldürülmesi, geleceğimizi karartacak bu erozyonu ciddi bir şekilde düşünmenin zamanının gelip geçtiğini net bir şekilde göstermektedir. Bu durum, başta ahlak olmak üzere, eğitim, öğretmen, saygı, hürmet gibi çok önemli meseleleri yeniden konuşmaya, bu konularda gerekli adımları atmaya mecbur olduğumuzu zorunlu kılmaktadır" dedi.
Hayadan uzak görüntüler
Kamuoyuna yansıyan görüntülerdeki adab ve hayadan uzak tavırların kendilerini endişeye sevk ettiğini aktaran Başkan Çoban, bu olayın klasik söylemlerle geçiştirilmemesi, bundan sonra böyle olayların yaşanmaması için bilimsel ve pedagojik çalışmaların titizlikle üzerinde durulması gerektiğini dile getirdi. Çoban bu tarz olayların cereyan etmesinde Milli Eğitim Bakanlığının uygulamalarının dolaylı yoldan etken oluşturduğunu da savundu. Bu talihsiz olayın kendiliğinden gelişmiş basit bir olay olmadığını söyleyen Çoban sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bu vak'a bizim yıllardır altını çizdiğimiz, ancak yetkili iradelerin de üstünü çizdiği kulak arkası edilmiş, duymazlıktan gelinmiş, artık kendi kabına sığmayan sorunların taşmış halidir. Öğretmenlerin uğradıkları saldırılar, değersizliğin yönsüz boşluğunda gençliğimizin hangi karanlık uçuruma doğru yuvarlandığının ibretlik örneğidir. Bir an önce aranıp bulunması ve hayata aktarılması gereken çözüm ve çarenin ilk sorumlusu elbette Millî Eğitim Bakanlığı’dır. Gerek müfredat içerikleri gerek öğretmenin saygınlığını artıracak uygulamalar, birbirini tamamlayıcı tarzda yeniden düzenlenmelidir. Öğretmeni aktörlükten figüranlığa düşüren uygulamalar, can sıkıcı ve insan olan hiç kimsenin kabul edemeyeceği olaylara davetiye çıkarmaktadır"
Tedbir alınmalı
İnsan yetiştirmeyi amaçlaması gereken eğitim sisteminin, gençlerin bozulmasına, savrulmasına imkân verecek bir zemine dönüşmemesi gerektiğnin altını çizen Çoban, "Bunun için Millî Eğitim Bakanlığı yakın vadede benzer hadiselere mahal vermemek için acil önlemler almalı ama kalıcı olarak da öğretmen odaklı ve değerleri öne çıkaran bir eğitim düzenine geçmelidir. Bu hadise, Bakanlığın öğretmen istihdamındaki sorunlu yaklaşımını, öğretmen yetiştirme gibi temel bir sürecin yeterli verimliliği sağlamadığını, hizmet içi eğitim gibi tamamlayıcı unsurların amacına hizmet etmediğini bir defa daha göstermiştir. Öğretmenin itibar görmesi, evvela bağlı olduğu Bakanlığın ona itibar etmesiyle mümkün olacaktır. Yarınlarımızın teminatı ve ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın bu milletin değerlerini benimsemiş, insani yönü gelişmiş, millî ve manevi değerleri içselleştirmiş bir şekilde yetişmesi için, başta yetkililer olmak üzere, herkes üzerine düşeni yapmalıdır" dedi.
Formel veya informel, örgün veya yaygın eğitim alanlarında olsun, tarihin her döneminde bilgiye, ilme, insani ve ahlaki değerlere her zaman önem veren medeniyetin bireyleri olduklarını işaret eden Çoban, bütün bu değerlerin insana aktarılmasında köprü vazifesi gören öğretmenlerin bugüne kadar baş tacı edilip, onlara saygıda kusur edilmediğini hatırlattı. Çoban, "Tarihte değişen konum ve durumlarına göre ‘âlim’, ‘müderris’, ‘arif’, ‘hoca’, ‘fakih’ gibi birçok güzel isimle anılan öğretmenlerimize olan saygı, ait ve bağlı olduğumuz inancımızdan, kültürümüzden, örf ve adetlerimizden, irfanımızdan, medeniyet değerlerimizden, insan olarak kendimize saygımızdan kaynaklanmıştır. ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen yüksek idrak, en kudretli makamlarda bile olsalar hocalarına hürmeti eksik etmemiş, bir görüşme gerektiğinde onların ayaklarına gitmiştir. Altını kalın çizgilerle çizmek gerekir ki eğitime ve öğretmene yönelik politikalar yeniden sorgulanmalı ve revize edilmelidir. Öğretmene saygı, bu ülkenin geleceğine saygıdır. Öğretmene saygı, 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine saygıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu ve benzeri olayları şiddetle kınıyor, meslekleri aynı zamanda samimiyet, sabır ve tahammül ustalığı olan, olması gereken öğretmenlerimizin her zaman yanında olduğumuzu bir defa daha ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner97

banner82

banner83