Sonbaharda çocuklarda el-ayak-ağız sağlığına dikkat

Sonbaharın gelmesiyle birlikte hem hava sıcaklığında yaşanan değişiklikler hem de okulların açılması ilebirlikte çocukların daha fazla birarada olması,bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarıyor.

Sonbaharda çocuklarda el-ayak-ağız sağlığına dikkat

 Ekim-Kasım aylarında son birkaç yıldır ülkemizde sık görülen enfeksiyon hastalıklarından biri de el-ayak-ağız hastalığı adı verilen viral enfeksiyon... El-ayak-ağız hastalığı çocuk ve bebeklerde; ateş, beslenme güçlüğü, halsizlik gibi belirtilere yol açtığından ailelerin sıkıntılı günler geçirmesine neden oluyor.Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı,Dr. Sinem Karaca Atakan, bu aylarda artış gösteren el-ayak-ağız hastalığının belirtileri ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.

banner111
Bebeklerde Ağızdaki Yaralar Nedeniyle Yutma Güçlüğü Oluşuyor

El-ayak-ağız hastalığı viral bir hastalıktır. Çoğunlukla 5 yaş altı çocuklarda, nadiren de erişkinlerde görülebilir. Ateş, elde ve ayaklarda döküntü ile kendini gösterir. Hastalık sıklıkla; ateş, iştahsızlık ve boğaz ağrısı ile başlar. Ateş başladıktan 2-3 gün sonra; ağızda ağrılı ve su dolu döküntüler meydana gelir. Küçük kırmızı lekeler olarak başlayan lezyonlar ülserleşir. Deri döküntüsü 1-2 gün sonra gelişir. Ayak tabanı ve el ayalarında meydana gelen düz kırmızı noktalar halinde başlar, daha sonra su toplar. Nadiren döküntüler dizlerde, dirseklerde, kalçada veya genital bölgede olabilir. Özellikle bebeklerde ağızdaki yaralar nedeni ile yutma güçlüğü ve beslenememe olabilir. Hastaların hepsinde tüm döküntüler birden olmayabilir. Sadece ayakta, elde veya ağızda sınırlı bir alanda kalabilir. Hastalık çok nadiren aseptik menenjit veya ensefalit gibi ağır komplikasyonlara neden olabilir. 

Bulaşıcı Bir Hastalık Olduğundan Direk Temastan Kaçınılmalı

El-ayak-ağız hastalığı insandan insana direk temas ile bulaşan viral bir hastalıktır. Hastalığa neden olan virüsler burun ve boğaz bölgesine yerleşir. Ayrıca gaitada ve döküntülerin içindeki sıvılarda bulunurlar. Bu sebeple feka-oral yolla ve lezyonlara dışkı, döküntülere direk temas ile insandan insana bulaşabilirler. Hastalar semptomlar düzeldikten sonrada bir süre taşıyıcı kalırlar. Bu nedenle hastalık çok bulaşıcıdır ve hastaların hastalık tamamen düzelene kadar izole edilmelerinde yarar vardır. Okul çağındaki çocukların özellikle bu süreçte diğer çocuklara bulaşmaması için hastalık gecene kadar okula gitmemeleri gerekir. 

Hastalığın Herhangi Bir Tedavisi Yok

Alınacak ayrıntılı bir hastalık öyküsü ve fizik muayenesi sonucunda; ağızda, ellerde ve ayaklarda karakteristik döküntüler, genellikle hastalığın teşhisi için yeterlidir. Su çiçeği, benzer bulguları olan ağız içi aftlar ve uçuk gibi hastalıklarla ayırıcı tanısı yapılmalıdır.Genellikle, hiçbir laboratuvar çalışması gerekmez.Hastalıktan korunmak için aşı yoktur. Bu nedenle, hasta ile temastan kaçınmak ve bazı temel temzilik kurallarına dikkat ederek hastalıktan korunmak gerekir. 

El-Ayak- Ağız Hastalığından Korunmak İçin Yapılması Gerekenler
El temizliğine dikkat etmek, özellikle tuvalet kullanımı sonrası veya bez değiştirdikten sonra mutlaka el yıkamak, 
Oyuncaklarda dahil olmak üzere çocukların kullandığı tüm malzemelerin yüzey temizliğini ve dezenfeksiyonunu doğru yapmak, 
Hastalarla yakın temastan (öpüşme, sarılma gibi…) ve ortak tabak, bardak kullanımından kaçınmak, hastalıktan korunmada önemli rol oynar. 
Spesifik bir tedavisi olmayan hastalıkta semptomları hafifletmek için; ateş düşürücü ve ağrı kesiciler, ağız yaraları için gargara, ağız suları veya spreyler kullanılabilir.Ancak çocuklardaviral enfeksiyonlarda kullanıldığında, Reye Sendromu (beyni ve karaciğeri etkileyebilen ciddi bir hastalık) gibi ciddi tablolara neden olabileceğinden aspirin kullanılmamalıdır. 

Güncelleme Tarihi: 25 Ekim 2016, 13:04

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83