Moderatörlüğünü Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un yaptığı 'bakanlar oturumu'na, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu katıldı.

''Turist başına 1000 dolar geliri hedeflememiz lazım'' diyen oturumun moderatörü, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, ''turizm çok tafarlı ve takım ruhuyla oynanması greken bir oyun. Kamu olarak size destek olacağız. Siz de işinizi güzel yapacaksınız.'' ddi.

Türkiye'nin turizmde 3 stratejik hedefinin olduğunu kaydeden Kurtulmuş, bu üç strateji için şunları söyledi:

1. Başta Asya olmak üzere yeni pazarlar oluşturulması.

2. Turizmin çeşitlendirilmesi, yeni ürünlerin ortaya konması. Yeni ürünler çerçevesinde yakın komşu ülkelerle ortak paket tular hazırlanması.

3. Türkiye'nin kültürel zenginliğini İslam karşıtlığına karşı yumuşak bir güç olarak kullanmak. Bu güç güçlü bir Türkiye markası olarak kullanılacak.

Şura sonucunda Türkiye turizminin geleceğine yön verecek önemli bir metin ortaya çıkacağını ifade eden Kurtulmuş, '2Bu metinler karanlık odalarda kalmaycak, hayata geçirilecek, takip edilecek.'' şeklinde konuştu.

Bakan Kurtulmuş, kısa sunumunun ardından sözü diğer katılımcı bakanlara verdi.

Oturumda konuşan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan hem küresel turizm hem de Türkiye turizminin güçlü ve zayıf yanlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Elvan, ''Turizm açısından geldiğimiz nokta bizim için yeterli değil. Bizim dışımızdaki nedenlerden dolayı tuizmde bir duraklama oldu ama 2023 hedflerine ulaşmak istiyorsak turizmde bir dönüşüm programını hayata geçirmek zorundayız. Bu nedenle turizm stratejimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Orta Vadeli Plan'da da buna dair net bir hedef koyduk.'' ifadelerini kullandı.

''Turizmde zayıf yönümüz, gelirimizin düşük olması.'' diyen Lütfi Elvan, ''Turist sayısına kıyasla gelirimiz oldukça düşük. 1.2 milyar turistten aldığımız pay yüzde 2.5 ama gelir açısından bu pay yüzde 1.5. Bu nedenle bizim turizm gelirlerimizi arttırmmız, üst gelir grubuna mensup insanları ülkemize  çekmemiz gerekiyor.'' dedi.

Türkiye'nin her şey dahil turizmden çıkması gerektiğini söyleyen Elvan, ''Her şey dahili bir anda terk edemeyiz. Ama yavaş yavaş bu sistemden çıkmak için bir yol haritası ortaya koymak zorundayız.'' diye konuştu.

Türkiye'nin turizm çeşitliliği açısından da zayıf bir noktada olduğuna işaret eden Lütfi Elvan, ''Bir diğer husus ise odaklanma. Bütüncül bakış açısıyla sektörü öncelikleyecek bir yapının olması gerekiyor. Turizm alanlarında bir önceliklendirmeye gitmemiz gerekiyor.'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin zayıf olduğu diğer iki alanın ise teşviklerin çeşitlendirilmesi ve tanıtım olduğunu iddia eden Lütfi Elvan, ''Çok fazla sayıda kurum ve kuruluşun turizm alanıan destek veremesi bütüncül yaklaşımı engelliyor.'' ifadelerini kullandı.

Lütfi Elvan, Türkiye turizminin neler yapması gerektiği konusunda ise şunları söyledi:

Destinasyon odaklı alan yönetimini mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Bir başka husus ise çeşitlilik konusu. Ancak dünya bu güzelliklerin pek çoğunu tanımıyor. Bu nedenle tanıtım noktasında da ciddi adımlar atmamız gerekiyor. 

Turizm politikalarımızla yatırımlarımızın uyumlu olması gerekiyor. Bu meseleye bütüncül bir bakış açısı ile bakmazsak başarılı olamayız.

Kamu-özel işbirliğini daha yaygın ve esnek modellerle uygulayabiliriz. 

Bir başka önemli konu ise, turizmi destekleyen fonların tek çatı altında toplanması. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koordinasyonunda bütüncül bir yaklaşım ortaya koymalıyız.''

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın her zaman bütçeden en düşük payı almaktan şikayet ettiğini dile getiren Maliye Bakanı Naci Ağbal ise, ''Eğer bu şura başarılı olursa, bakanlık bize gelecek ve ödenek isteyecek, biz de destek olacağız.'' şeklinde konuştu.

Turizmin Türkiye için stratejik sektörlerden biri olduğunu kaydeden Ağbal bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan gelen istekler konusunda hep hassas olduklarını belirtti.

''Geçtiğimiz yıl birçok sorunla baş etmeye çalışan turizm sektörü verdiğimiz destekler ve kendi gayretleriyle sorunları aştı, kısa sürede iyi mesafeler kaydetti.'' diyen Ağbal, konuşmasının devamında şu noktaların altını çizdi:

Bir yıl gibi kısa bir sürede turizm sektörünün toparlanması ve yatırım planlarını konuşur hale gelmesi son derece sevindirici.

Sektörün irtifa hakkı sözleşmelerinin 49 yıla çıkarılması konusu var. Söz konusu madde komisyondan geçti. Genel kurulda bir iki değişiklik daha yapacağız. Mevcut irtifak hakkı sözleşmelerini 49 yıla kadar çıkarma hakkı veriyoruz. Yatırımcılar, ister sözleşmelerini uzatabilecek, isterse doğrudan satın alabilecekler. 

Sözleşmelerin mevcut haliyle yenilenmesi çok fazla iyileştirme getirmez. Biz sadece tahsislerin mevcut haliyle uzatılması değil, sonrası için de planlama yapıyoruz. O araziler üzerinde yapılacak iyileştirmeler de göz önünde bulunudurulacak. Sektörden istediğimiz şey, düzenlemenin ikincil boyutunda neler yapılabileceği konusunda bizimle istişarede bulunmaları.

Sektör burada kendi ön hazırlığını yaparsa, ilgili bakanlıklarla bir toplantı belirleyip sektörden gelen gelen önerileri aldıktan sonra kendi çalışmamızı başlatmayı doğru buluyorum.

Turizmci arkadaşar birçok konuda vergi indirimi istiyor. Mali imkan bulduğumuzda, bu tür düzenlemleri yapmayı peşinen olumlu karşılıyoruz. 

30 milyon sağlık turistinin 500 milyar dolar harcadığını belirten Sağlık Bakanı Ahmet Demircan ise şu açıklamda bulundu:

''Türkiye'nin hedefi 50 milyon turist 50 milyar dolar turizm geliri. Eğer biz sağlık turizmi gelirimizi artırırsak hedefimize daha hızlı ulaşacağız. 2024'te sağlık turizmi harcamalarının 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Sağlık turistinde kişi başı harcama 15 bin dolar.

İmkanlarımız, coğrafyamız ve insan gücümüz saağlık turizminde önemli rol oynayacaktır. Sağlıktaki dönüşüm programı neticesinde sağlık alanındaki imkanlar arttı. 

Türkiye aynı zamanda önemli bir coğrafyada. Türkiye 1 saatlik uçuş mesafesinde 12 ülkeye, 4 saatlik uçuş mesafesinde ise 1.5 milyar insan ve 52 ülkeye ulaşıyor.

Türkiye sağlık turizmi açısından çok iyi bir yerde. Personel ve hekim alanında sıkıntılarımız olsa da, kıymetli sağlık personeli yetiştirebilmekteyiz. Türkiye bu alanda dünya standartlarının gerisinde kalmadı.  

Türkiye'de şu anda uluslararası hastaların geldiği ilk 10 ülke değişti. Ülke profili ve çeşitliliğini arttırmamız geekiyor. Bunun için de uluslararası standartlarda sağlık hizmeti verildiğini bizim belgelendirmemiz grekiyor.  Sağlık kuruluşlarının bu standartlara ulaşması için çalışıyoruz.

Sağlık tuizmi ile ilgili mevzuat altyapısnı da tamamlamış olacağız.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliği yapan bir bakanlık olduklarını belirten Veysel Eroğlu, bunların tuizm tahsis alanları, milli parklar ve mesire alanları olduğunu söyledi. Milli parklardaki turizm tahsis alanlarının süresinin 25 yıldan 49 yıla çıkarılması için kanun çalışması olduğunu ifade eden Eroğlu, ''Av, mağara, kış, tabiat turizmi gibi alanlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliği yapıyoruz.'' dedi.

81 ilde tabiat turizmi master ve eylem planı oluşturduklarını kaydeden, Eroğlu, ''Tabiat turizmi çok daha zengin turistin tercih ettiği bir turizm dalı. Geçen yıl tabiat turizmi seferberliği başlattık. 81 ilde tabiat turizmi eylem ve master planı hazırladık. Turizmciler müracaat etsinler. Bu alanda Türkiye'yi ilk 5'e sokalım.'' değerlendirmesini yaptı.

 Eroğlu, açıklamasının devamında şunları söyledi:

''Şu anda 554 tane tabiat turizm kaynağımız var. Tabiat turizmi ile ilgili çalışmalar yapıyor, yeni alanlar kazandırıyoruz. Mesela Belek. Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tahsis ettiği 265 bin yatak bizim bakanlığımızdan kaynaklı.

Turist sayısı arttı ama turizm geliri artmadı. Bu yüzden de yüksek harcama grubuna mensup turistleri ülkeleye çekmek için gerekli tüm yatırımları yapıyoruz. 554 koruma alanımızda 2 bin 44 turizm faaliyeti var. Bunların kitapçıkları basıldı. Sadece master değil, eylem planı da hazırladık. Bu programları geliştirmek mümkün.''