Türkiye’de hayvancılığın problemlerini aşmak ve tedbirleri yüksek önem düzey uygulayacaklarını kaydeden Bakan Fakıbaba, bu konuda da 2018 hedefini açıklayarak, “Bu konuda ilk önceliğimiz etkili çalışmalar yaparak, buzağı ölümlerini sonlandırmak olacaktır. Sonlanmaz ama yüzde 5’e düşürür müyüz? Düşürürüz. 2018’de hedefi söylüyorum. Büyük işletmelerde değil, onlarda yüzde 1 veya 0 olabilir. ABD’den iyiler ama küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu oran yüzde 5 kabul edilebilir bir orandır. Şu anda bu oran Türkiye geneli yüzde 15 civarında. Bunu öncelikle yüzde 5’e indirmek, daha sonra da daha aşağıya çekmek olacaktır. Hayvan sayıları çalışmalarında, buzağı kaybını önlemede bir seferberlik başlatıyoruz. Tek başına ben bir şey yapamam hep birlikte bunu yapacağız” dedi.
Hayvan hastalıklarıyla mücadelede ve buzağı ölümleri konusunda Sağlık Bakanlığı gibi olunması gerektiğini vurgulayan Bakan Fakıbaba, “Esasında Sağlık Bakanlığı gibi olmamız gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ne yapıyor? Buradan kutluyorum hem şimdiki Sağlık Bakanımızı hem de ondan önceki bakanımızı. Bir tek çocuk ölüm oranı olduğunda anında kaydediliyor. Bakan cep telefonundan nerede çocuk kaybı var, niye bu çocuk kaybı oldu, nasıl oldu, neden oldu onların araştırmasını yapıyor. Arkadaşlar ben de, sizler de bunu yapacağız. Çocuk ölüm oranları nasıl düştüyse, buzağı ölüm oranları ve anne ölüm oranları da düşecek” ifadelerini kaydetti.
“500 bin buzağı et ithalatının önüne geçer”
Buzağı ölümünün yüzde 5’e düşürülmesi durumunda 500 bin buzağı kar edeceklerini ve et ithalatının önüne geçilebileceğini ifade eden Fakıbaba, “Vatandaş diyor ki; ‘et ithalatı ne zaman duracak? Bu ölümler durduğu zaman duracak. Dışarıdan almış olduğumuz hayvan sayısı 500 bin. Bunu biz yapacağız. Bu kabahat bizim. 500 bin yavru kayboluyor, bırakın et ithalatını bu yavru ya. Biz bu 500 bini kurtarabiliriz. Oraya gidiyoruz bizden et alın buraya gidiyoruz bizden alın deyip duruyorlar. Ayıptır. Yakışmıyor bize, şu koca ülkeye yakışmıyor. Biz eğer 750 binden 500 bini kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize” şeklinde konuştu.
Dişi ineklerin kesilmemesiyle ilgili gerekli talimatları verdiğini aktaran Fakıbaba, şunları söyledi:
“Arkadaşlarıma ineklerin kesilmemesiyle talimatı verdim, eğer insanlar mecburiyetten dolayı kesmek zorunda kalıyorsa ilk uçağa atlayıp bize geleceksiniz. Burada esasında her ilin sağlık bakanı sizsiniz. Damızlık değeri olan dişi hayvan kesiminin önlenmesi için, kesimhanelerin sık sık denetlenmesi ve kesimhanelerde görev yapan veterinerlerin bu konudaki hassasiyetlerinin takip edilmesi gerekmektedir. Eğer gerçekten altına deforme olmuş inek deyip gerçekten bir annenin ölümüne bir veteriner hekim imza atıyorsa o veteriner değildir. İtirazı olan var mı? Deforme olmamış, herhangi bir hastalığı falan yoksa sadece ve sadece hayvanı kesimhanede buna bir ad uydurayım diyerek imza atıyorsa o veteriner hekim değildir, onun diplomasından şüphe, onun hayvana olan sevgisinden, milli duygularından şüphe duyarım. Çünkü o hayvan benim için önemlidir, çünkü o hayvan bana 10 tane yavru getirecek, en az 7 hayvan getirecektir. Ben o hayvanı nasıl kestiririm?”
Son olarak Bakan Fakıbaba, “31 Aralık 2017’ye kadar benim hayvan mevcudiyetim elimde olacak ve aslanlar gibi çıkacağım TÜİK’e senin rakamların yanlıştır diyeceğim. Tarım bakanlığı bir malvarlığını bilemiyorsa, iş yapıyorsunuz ama sermayenizi bilmiyorsunuz. Ne kadar üreteceğim, ne kadar ithal edeceğim, fiyat nasıl olmalı. 3 sene sonraki projeksiyon nedir, bunları bilmeden hayvan sayısını, buzağı, koçu tekeyi bilmeden nasıl yapacaksınız. Ortada sayı yok. TÜİK başka bir şey söylüyor, ben başka bir şey söylüyorum” diyerek, işletmelerin 31 Aralık 2017’ye kadar kayıt yaptırmaları gerektiğini söyledi.