Konferansta; “Doğu Türkistan'da zulüm var. Ata topraklarında kan ve gözyaşı var. Uygur Türkleri kamplarda insanlık dışı uygulamalara maruz kalıyor. Ana dillerini ve dinlerini ve kültürlerini terk etmeye zorlanıyor” denildi. Prof. Dr. Abdurreşit Celil Karluk ve Prof. Dr. Varis Çakan, Çin Hükümetinin Doğu Türkistan'da yaptığı zulmün siyasi, stratejik, sosyal ve ekonomik nedenlerini ve Çin'in geçmişten günümüze kadar gelen politikasını açıkladı.
Kazakistan vatandaşı olan bizzat 8 ay kampta tutularak Çin işkencesine maruz kalan Ömer Bekali, ayak ve elleri zincirle katılımcıların karşısına çıkarak, kampta yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Konuşmacılar ayrıca; “Bugün Uygur olarak anılan Türkler büyük çoğunlukla eski Uygurların torunları olmakla birlikte Kaşgar Bölgesindeki Karahanlıların da torunlarıdır. İlk Türk Sözlüğünün Yazarı Kaşgarlı Mahmud, Doğu Türkistanlıdır. Türklerin siyaset bilgisi kitabı Kutadgu Bilig’i de Yusuf Has Hacib 1070 yılında Kaşgar’da yazmıştır. Türklerin Müslüman olmasını sağlayan Satuk Buğra Han’ın başkenti de Kaşgar idi.
İşte bu Uygurların milyonlarcası şimdi “Eğitim Kampı” denilen açık hava hapishanesindedirler. Aydınları hapsedilmiştir. Uygur Türkleri asimile edilmektedir. Çinlilerin devlet sanatçısı unvanı verdikleri Büyük Musikişinas Abdurehim Heyit hapishanededir. Çinlilerce yayımlanan video, onun adeta bir robot haline getirildiğini göstermektedir” sözleriyle Türk Milletinden Doğu Türkistan'a sahip çıkmalarını istediler.
Türk Eğitim Sen Antalya 2 Nolu Şube Başkanı Burhan Ulu ise, “Dünya için de büyük bir tehdit olan Çin, şu anda Uygur Türklerini ezmektedir. Biz Türküz ve Doğu Türkistan’dakiler bizim kardeşlerimizdir. Doğu Türkistan davası Türk Milletinin davasıdır. Doğu Türkistan, Türkiye'nin namusudur. Doğu Türkistan soydaşımızdır. Doğu Türkistan dindaşımızdır. Doğu Türkistan Türk’tür, Türk kalacak. Yaşasın Bağımsız Doğu Türkistan diyor ve Türk Milleti'ni Doğu Türkistan meselesi için duyarlılığa davet ediyoruz” diye çağrıda bulundu.