Beklentiler

İkili ilişkiler içerisinde mutlu mesut huzurlu yaşamımızı sürdürebilirlik için, kendimizi inandırdığımız daha doğrusu karşımızdakilerden bizim istediğimiz davranış şekillerini görme çabasıdır beklenti.

Beklentili olduğumuz zamanlarda aklımızda bizim hayal ettiğimiz şablonlarımız vardır ya, ve biz bu doğrultuda karşımızdakileri bir tanımlama kalıbına sokmaya çalışırız. Bu da yetmez, kendi özümüze, kendi aklımızdaki gerçeklere veya hayal dünyamıza göre, isteklerimiz doğrultusunda beklentilerimiz için karşımızdaki kişiyi veya kişileri de gereksizce yargılıyoruz. Kalıplar biçtiğimiz, ölçütler koyduğumuz, kendimizce düşünce çizgi ve sınırlarımız ile çevremizden istediğimiz davranışlar olsun diye bekliyoruz, bekliyoruz ,bekliyoruz. “O niye nasıl böyle yapar”, düşüncesi ile kalıplarımızı daraltıp kendimizi üzüp, beklenti ile mutluluğumuzu huzurumuzu kısıtlıyoruz. Aynen işin doğrusu bu.

Bir düşünelim bakalım, ilişkilerimizde karşımızdaki, çevremizdeki, ailemizdeki insanları her haliyle kabul ediyor muyuz?

Genelde yakın ilişki içindeki partnerlerin de karşısındaki kişiye, kadın veya erkek genellemeden kendi içsel arzu düşünce kalıpları çerçevesi içinde davranışlarına onay veriyor. O halde biz niçin severiz ya da başkalarını hayatımıza sokarız ? Kendimizce doğru bildiğimiz, düşündüğümüz, koyduğumuz kurallarımız içinde, olmasının gerekli olduğunda ısrarcı olduğumuz BEKLENTİLERİMİZ için karşımızdaki kişileri konu mankeni olarak kullanmak için mi?

Oysa, insanları, kendi orijinal yapıları içinde, kendimizce düzeltelim diye uğraşmadan tüm yalınlığı ile gerçekleri yaşayalım. Bu sorun çok önemli! Deneyimleyin ikili ilişkilerde beklentilerinizi, olmalı dediklerimizi bıraktığımız zaman, herkes daha çok kendisi oluyor. Herkes daha çok kendi gerçeğiyle buluşup, doğal halinde yaşamalı. Bakın o kişilerin bu yalın hallerinin ne kadarına tolerans gösterebiliyorsunuz. Tamam mı devam mı ilişkilerinizi tekrar gözden geçirin o zaman.

Sevgi adlı sözleri ile ödüller aldığım şiirimdeki belirttiğim satırlardaki duygularım gibi, şimdi de değinmek istiyorum SEVGİ her zaman tanımlamayı gerektirmez. İçimizde var olan sevgiyi sunmak, dışarıçıkartmak için karşımızdaki her kimse onu mutlaka anlayacak değiliz Özgür bir akış içinde sevgi ortaya çıkıyor yaşıyor yaşanılıyorsa, akışın önüne kalıp, set koymak aşırı beklentilere girmek gerekmez. Ortak noktalarda buluşmak, hayatın akışındaki oluşumlarda güzel bir paylaşım, farkındalıklar, ayrıcalıklar sevgi ile gereken tolerans birbirini anlayarak karşılıklı yapılan fedakarlıktır. Öz olarak bizler hayatın bizzat kendisiyiz.

Bu yüzden, pek çok sorunun yaşanmasına sebep olan beklentinizi düşük tutun, “İlişkilerde beklentinin yüksek tutulması daha çok mutsuzluğa yol açacaktır” Önerimin temelinde sunduğum motivasyonlar ile “hayal kırıklığını önleyin!”

İkili ilişkilerde Mükemmel değil, yeterli ilişki ile yetinmeli.

Mutlu,güçlü,daimi, kaliteli, saygın ilişki yeterlidir. Hem fikir olabilmek, ortak pencereden bakabilmek bu evlat, eş, komşuluk, arkadaşlık ilişkileri için de aynıdır. Olması gereken birbirini anlama sistemi oluşturabilmek. Beğenilerinizi belirtin,takdirlerinizi,iltifatlarınızı yapın bunlardaki cömertlik karşı tarafın öz güvenini arttırır. Çok da isterseniz ben senden şu davranışı görürsem daha çok mutlu olacağım deyin.Kopuk bir geleceğe sürüklenmeyin.İyi bir diyaloğ ilişkinize torpil sağlar.

İlişkilerinizde, korktuğunuz olası senaryoları değil, hayal ettiğiniz güzellikleri yaşayın.

Mutlu ilişkiler dilerim…

 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner97

banner82

banner83