Türkiye’de geniş kitlelere, psikolojinin insan ihtiyaçları ve iş hayatının sorunları için bir çözüm olduğunu gösteren öncülerden biri olan Psikolog-Eğitmen-Yazar Prof. Dr. Acar Baltaş, Alanya Kültür Merkezi'nde "Potansiyelini Hayata Yansıtan Çocuklar Yetiştirmek" konulu semineriyle Alanya halkıyla buluştu. Salonu dolduran kalabalığın yoğun ilgi gösterdiği seminerde konuşan Baltaş, iş birliği, yardımlaşma, dayanışmanın ve anlaşmanın başarıyı getireceğini aktardı.

Gençlerin ergenlik dönemindeki yoldan çıkmış görüntülerine çok fazla takılmamak gerektiğini de belirten Baltaş, “Bunun için ne yapmak gerekir. Bizim aileden örnek vereyim. Büyük oğlum kuralcıdır. Küçük oğlum daha kendi havasındadır. Bir gün küçük oğlan eve saçlarını civciv sarısı boyatılmış şekilde geldi. Ha öyle mi dedik arkamızı döndük gittik, tepki vermedik. Bir süre sonra vazgeçti. Bazen karşılıksız bırakmak yeterlidir, çok üzerinde durmamak lazım. Şiddetle karşı çıkma ve gereksiz yapılan teşvik dışında gençler sonraki hayatlarında genellikle ailedeki değerleri benimser, ergenlikteki savrulmalar geçicidir.” diye konuştu.

Seminerde slayt ve videolarla örnekler vererek konuşmasına devam eden Baltaş şunları söyledi: “Duyguyu katmadığımız hiçbir noktada yarattığımız etki kalıcı olmaz. Onun için başarının anahtarından biri de duygudur. Bağ kurmadan, duygusal iletişim kurmadan karşımızdakine iş yaptıramayız. Gözümüz üzerindeyken yaptırabiliriz. Arkamızı dönünce insanlar bildiklerini okurlar. Mecburlarsa bu işi zaten yapabileceklerinin en azıyla yaparlar. Yani yüreğini, gönlünü ve kendini koyarak yapmaz.” ifadelerine yer verdi.

Öğrencilerle bağ kurmanın önemine de değinen Baltaş, “Elimde olsa tüm sınıfların kapısına “Eğitmek doğru tepki vermektir” yazdırırdım. Öğrencilerle bağ kurduğumuz zaman ilişkimiz kalıcıdır. Öğrencilerle bağ kurmayı başardığımız zaman onları itaat etmeye ve kendi amaçları doğrultusunda davranmaya isteklendirebiliriz. Onun içinde insanları yönetmek duyguları yönetmektir. Eğitmek doğru tepki vermektir.” şeklinde konuştu.

“Konfordan başarı çıkmaz” şeklinde sözlerini sürdüren Baltaş, çocuklardaki potansiyelin zor şartlar altında ortaya çıktığını söyledi. Baltaş, “Velilerin whatsapp grubundan yönettiği okullardan başarı çıkmaz. Benim yaşadığım zorlukları çocuklar yaşamasın diye çocukların hayatını kolaylaştırmak doğru değil. Acı, üzüntü, kaybetmek yoksa başarı olmaz. Çocukları hayatın tüm zorlu koşullarına dayanıklı olmaya alıştırmalıyız. Çocuklar 12-13 yaşından sonra yaz aylarında bir işte çalışmaya başlamalıdır.” dedi.

Her çocuğun bir yeteneği ve başarılı olduğu bir alan olduğunu ve her çocuktan aynı alanda başarılı olmasının beklenemeyeceğini anlatan Baltaş, “Başarı ile çocukları zehirliyoruz. Her çocuk doğuştan belli bir kapasite ve yetenekle doğar. Yatkınlıkları ve ilgi alanları farklıdır. Çocuğun potansiyeli, yetenek ve ilgileri zaten kendiliğinden fark edilecektir. Başarı çocuğun ilgi duyduğu, yetenekli olduğu alanlara yönlendirilmesi ile ortaya çıkar. Matematik yeteneği olmayan bir çocuğa “İstersen yaparsın” demek o çocuğa haksızlıktır. Her isteyen başaramaz ama başarılı olanların hepsi isteyenlerdir. Başarı deyince iyi bir meslek, iyi bir iş ve çok para kazanmayı anlıyoruz. Bu yüzden de çocukların okulda başarılı olmasını istiyoruz. Ancak okul başarısı, hayat başarısını sadece %3 oranında etkiliyor. Başarı ile zehirlediğimiz çocuklar egosunu korumak için yalan söylemeye ve hile yapmaya zorlanıyor. O yüzden iş hayatında insanlar başarısızlık karşısında hep yalana ve hileye başvuruyorlar ve bu ortaya çıktığında utanmıyorlar.” şeklinde konuştu.

Hayatta mutlu ve başarılı olmak için ders notlarının iyi olmasının ve okul başarısının tek başına yeterli olmadığını kaydeden Prof. Dr. Acar Baltaş, “Hayatta gerçekten her yönüyle başarılı ve mutlu olunması için işe yatkınlık, yaptığı içi sonuçlandırmak ve en iyi şekilde yapmak için zora katlanma, insanlarla iyi geçinme, bağ kurabilme, sormak ve dinlemek, karşı tarafa değer vermek, sabırlı olmak, şefkat, güçlükleri aşabilme gibi özelliklere sahip olmak gerekir. Çocuklarla akşam sofranızda ne konuştuğunuz bu yüzden çok önemli. Kaç aldın, sınıfta kaçıncı oldun demek yerine, bugün arkadaşın için ne yaptın, onun hayatını kolaylaştıracak bir şey yaptın mı diye sormak gerekir.” açıklamasını yaptı.