ALTSO Başkanı Eray Erdem, düzenlediği basın toplantısına turizmin geleceği için kolektif çalışmanın önemine değindi. Erdem, isimsiz yorumlar üzerinden kenti ve tesisleri eleştirmenin turizme büyük darbe vurduğunu ifade etti.

  
Açıklamasında Alanya’da yaşayan herkesin Alanya’yı merkeze koyarak işini yapması gerektiğini söyleyen Erdem “Merkeze Alanya’yı koymamız gerekiyor. Alanya hizmet sektöründen ekmek yiyen bir şehir. Buraya gelen müşteri, ilk adımını attığı andan itibaren ister tatil için ister bir ihtiyacını karşılamak için olsun, hizmet almaya başlıyor.

Dolayısıyla taksiciden otelciye, restoran işletmecisinden otobüs şoförüne kadar herkesin işi hizmet ve hizmet sektöründe olmazsa olmaz insan unsuru. İnsan varsa kusur olabiliyor. Hiç kimse ‘Ben bu işi sıfır hatayla yaparım’ diyemez. Önemli olan hataları düzeltme yöntemidir. Bunun yolu ise ‘kelle kesmek’ olmamalıdır. Çünkü bu yaklaşım turizmin yükünü taşıyan sektöre büyük zarar verir.” dedi.

“DÜZELTMENİN YOLU KARALAMA DEĞİL”

İşletmesiyle ilgili haberin turizm imajını zedeleyen örneklerden sadece bir tanesi olduğunu söyleyen Erdem, hizmet sektörünün doğası gereği sorunların yaşanabileceğini belirtti. Erdem şunları söyledi; “Benim 600 çalışanım var. İçlerinde 20 yıldır birlikte çalıştıklarım var, gözüm kapalı güveneceğim insanlar var.

Aynı şekilde gelen misafirlerin de davranış biçimleri birbirinden farklıdır. Kimi kibarca bir istekte bulunur, kimi bağırır çağırır, kimi hakaret eder. Bu nedenle yaşanabilecek münferit olaylar üzerinden tüm sektörü yargılamak büyük bir haksızlık olur. Ayrıca haberde sözü edilen olay kesinlikle yazıldığı, yansıtıldığı gibi değildir.

Video kaydını adliyeye verdik, gerekli inceleme yapılacaktır. Burada söylemek istediğim sadece benim otelim değil Alanya’da hiç bir otelde böyle bir şey olmaz, hiç bir otelci müşterisine kötü muamele yapmaz. “Bizim elimizde kamera kayıtları var. Jandarmaya intikal eden tutanaklar var.

Avukatlarımız gerekli hazırlıkları yapıyor. Bu konuda hakkımızı arayacağız. Alanya bir turizm şehri. Hepimizin ekmeği turizmden çıkıyor. Taksicisi de, esnafı da, çiftçisi de turizmden kazanıyor. Eğer turizme zarar verirsek, hepimizin ekmeği küçülür. O yüzden gelin, birbirimizi suçlamak yerine birlikte çözüm üretelim. Hatalar olabilir ama düzeltmenin yolu şehri karalamak değildir. Hep birlikte daha kaliteli bir Alanya için çalışalım. Bazen münferit olaylar olabilir. Bunun da gereği zaten yapılır.”

“TURİZME ZARAR VEREN İŞLETMEYİ BİZDE İSTEMEYİZ”

Gerçek anlamda turizme zarar veren işletmelerin önüne geçilmesi gerektiğini de vurgulayan Erdem, “Eğer bir işletme gerçekten kuralları hiçe sayıyor, misafirine kötü davranıyor, haksız kazanç peşindeyse biz de onun karşısında oluruz. Odaya, derneklere, ilgili kurumlara bildirirsiniz, biz de gereğini yaparız.

Ama ortada böyle bir durum yokken, tamamen çarpıtılmış bir iddiayla turizm sektörüne gölge düşürmek doğru değildir. Alanya’da biz zaten zor şartlarda rekabet ediyoruz. Turistin gözüne böyle haberler sokulduğunda bu şehre gelmekten vazgeçiyor. İşte bu yüzden diyorum ki; mesele yalnızca benim işletmem değil, Alanya turizminin itibarıdır” ifadelerini kullandı.

“TURİZM KİMLİĞİMİZİ DE DÜŞÜNMELİYİZ”

Sık sık gündeme gelen plaj tartışmalarına da değinen Erdem, “Sadece plajlar değil bu vatan toprağının her karışı halkındır. Buna kimsenin itirazı olamaz. Plajlar da, dağlar da, yollar da bu milletindir. Ama biz bir turizm şehriysek bir karar vermek zorundayız. Biz turizm şehri mi olacağız? yoksa kendi doğal yaşam alanımızda mı kalacağız?

Eğer turizm şehri olacaksak, turizmin kuralları vardır. Bu kurallara uymamız gerekir. Otelci yatırım yapıyor, istihdam sağlıyor, vergi veriyor, şehre katkı sunuyor. Elbette herkes sahilde oturabilir, yiyip içebilir. Ama düzeni bozan, çöpünü bırakıp giden, şişe kıran, kavga eden kişilere göz yumulamaz. Çünkü bu yalnızca otelciye değil, tüm Alanya’ya zarar verir” dedi.

“ŞEHRİN KALİTESİNİ KENDİMİZ DÜŞÜRÜYORUZ”

Alanya’nın son 10 yılda değişim geçirdiğini ifade eden Erdem, şunları söyledi; Alanya’nın dağları aynı dağ, plajları aynı plaj. Ama şehrin ruhu, kalitesi değişti. 10 yıl öncesine gidin, şehir daha düzenli, daha huzurluydu. Şimdi ise giderek kararan bir görüntü var. Bunun nedeni ne? Yüzde 80-90 biziz. Yani insanlar. Bizim kendi davranışlarımız, şehre verdiğimiz değer, çevreye gösterdiğimiz özen. Bunlar şehirdeki huzuru belirliyor. Yere çöp atan da biziz, trafik kurallarını ihlal eden de biziz, kavga eden de biziz. Sonra da şehrin bozulduğunu söylüyoruz. Halbuki şehri bozan biziz.”

“ALANYA’NIN GELECEĞİNİ BİRLİKTE ŞEKİLLENDİRMELİYİZ”

Erdem, şehirdeki her kesimin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ben burada tek bir işletmeyi savunmak için konuşmuyorum. Eğer gerçekten hatalı bir işletme varsa zaten biz onun yanında olmayız. Ama meseleye geniş bakmak zorundayız. Çünkü Alanya’nın geleceği söz konusu. Bu şehir hepimizin.

Turizm, ticaret, tarım. Hepsi birbirine bağlı. Eğer turizmin marka değeri düşerse, bu yalnızca otelcinin değil, taksicinin, esnafın, çiftçinin, herkesin ekmeğini küçültür. İşte bu yüzden, hepimiz ortak akılla hareket etmeli, şehri birlikte yönetmeliyiz. Bugün şehir merkezinde arabayla 2 kilometre yol gitmek yarım saat sürüyor. Bu kabul edilemez.

Trafik ışıkları, kavşak düzenleri, toplu taşıma sistemi. Bunların hepsi yeniden ele alınmalı. Çünkü bu haliyle hem yerliye hem turiste işkence oluyor. Alanya’yı ziyaret eden misafir, saatlerce trafikte beklemekten yorulursa bir daha gelmek istemez. Bu yüzden yerel yönetimler, devlet kurumları, odalar ve STK’lar bir araya gelerek çözüm üretmek zorundadır” diye konuştu.