Vatan Partisi Alanya İlçe Başkanı Hasan Faruk Kurtoğlu’nun kamuoyunu bilgilendirici çarpıcı açıklaması şöyle:

            Yıllardır ABD ve AB çevreleri PKK terör örgütü yöneticileri durmadan Anayasamızın değiştirilmesi taleplerini dile getirdiler ve bu yolda Anayasa taslakları hazırlayıp kabul edilmesi için ülkemizdeki destekçileri ile girişimlerde bulundular. Her seferinde Türk Milleti’nin kurulan tuzaklara karşı çelik direnci ile karşılaştılar ve başarısız oldular.

            Hazırlanan Anayasa metinlerinin ortak noktası ülkemizin etnik temelde bölünmesine yol açacak bu yolla ülkemiz topraklarını da kapsayan “Büyük Kürdistan Projesini” hayata geçirmenin  için yasal zeminini oluşturmak istediler. 18 madde halinde sunulan anayasa değişiklik paketinin sadece 12. maddesi olan Cumhurbaşkanına verilecek OHAL yetkilerinin içindeki şu ifadeler dikkatlice okunursa neler olabileceği sade vatandaşımız tarafından bile anlaşılacaktır  “Merkez devlet kuruluşlarının, bütün bakanlıkların ve taşra teşkilatlarının Cumhurbaşkanlığı OHAL kararnamesi ile kuruluş, yetki ve görevleri belirlenebilir. Cumhurbaşkanı OHAL kararnamesiyle bazı iller birleştirilip bölgesel yönetimler kurulabilir. Bakanlıkları kaldırıp yenilerini ihdas edebilir. Valilerin secimle gelmesini düzenleyebilir”

            Ülkemizin gündemine tekrar Anayasa değişikliği oturdu. Fakat milletimizin gerçek gündemi ve talebi bu değil. Bugün yurttaşlarımız önce huzur istiyor,  sonra iş ve aş istiyor. Fakat Cumhurbaşkanlığı Sistemi tartışmaları karşımıza iç kavganın fitilinin ateşlendiğini ortaya koyuyor. Meclisteki gördüğümüz sahneleri bütün yurt düzeyinde görme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Dış cephede Fırat Kalkanı cephesinde mehmetçik ABD üzerimize sürdüğü terör örgütleri ile savaşıyor. ABD raporları ilk defa bir Türkiye -ABD savaşından söz ediyor. Parlamento da bulunan partilerimiz iç cephede savaş tamtamları çalmaya başladı. Açıklamalarda sıkça savaş kavramı kullanılıyor. Akıllar ve gözler olması gereken yerde Mehmetçiğin savaşında değil. Terörü bastırarak huzuru sağlamak, ekonomik krizi paylaşarak göğüslemek bugün hükümetin öncelikli görevidir. İstenen Cumhurbaşkanlığı Sistemi, hükümeti meclisten koparıyor ve Cumhurbaşkanlığı çevresinde bürokratik bir oluşuma dönüştürüyor. Meclise dayanan meclisten güç alan, meclis tarafından denetlenen bir hükümet sisteminden, meclise sırtını dönen bir hükümet sistemi öneriliyor. Kısaca değinilen bütün bu nedenler Türk Milleti’ne uygun olmayan bir Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı dayatması ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu nedenle bu girişime “Hayır” demek vatanseverliğin gereğidir.

            Millet açısından çözüm var. Meclisin yapamadığını millet yapabilir.

            Cumhurbaşkanlığı Sistemi tartışmalarının işaret ettiği tehlikelere bakarak, millet birlikten yana oy kullanabilir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, milleti birleştirmiyor, milleti bölüyor. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, teröre karşı mücadelede kazandığımız huzur ortamını dinamitliyor.

            Cumhurbaşkanlığı Sistemine hayır!