Proton hedefi tam 12’den Vuruyor

Son yıllarda kanser tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sayesinde, kanser tanısı artık ölüm fermanı yerine geçmiyor. Umut veren gelişmelerin başında yan etkileri daha az ve kanseri yok edici etkileri daha fazla olan, doğrudan yalnızca kanser hücrelerini hedef alan yeni ilaç ve ışın tedavisi yöntemleri gelmekte. Işın tedavisi (Radyoterapi) konusunda tabir yerindeyse kanseri tam 12'den vuran yeni bir yöntem olan Proton Tedavisi hakkında Akdeniz Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalından Prof. Dr. Ali Aydın Yavuz önemli açıklamalarda bulundu.

Proton hedefi tam 12’den Vuruyor

 - Sayın Profesör Aydın Yavuz. Günümüzde kanser tedavisinde rutin olarak kullanılan ışın tedavisi (radyoterapi) nasıl bir tedavidir? Kanser tedavisinde Radyasyonu nasıl kullanıyorsunuz?

banner111
- Radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak kanser hastalığının tedavisidir. Hedef tümörlü dokunun yok edilmesi ve bu sırada da normal dokuların korunmasıdır. Bu konu ile ilgili bilim dalına Radyasyon Onkolojisi adı verilir. İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkisi: kanser hücresinde DNA hasarı ve ölüm oluştururken, civar normal dokularda en fazla tamir edilebilir düzeyde geçici yan etki oluşturmak şeklindedir. Verilecek radyasyonun toplam dozu küçük ve eşit dozlara bölünerek, günlük seanslar halinde haftanın 5 günü uygulanır. Tedavi süresi 1 günden 8 haftaya kadar değişebilen uygulamalar mevcuttur. Burada, ışın tedavisinin günlere bölünmesinin nedeni tümöre komşu olduğu için ışından etkilenecek normal dokuların seanslar arasında toparlanması içindir.Radyoterapi kanser tedavisinde tek başına ya da cerrahi ve/veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Cerrahi gibi radyoterapi de lokal bir tedavidir ve sadece uygulandığı bölgedeki kanserli dokuyu tedavi eder. Cerrahi tedavi ile benzer sonuçlar elde edilebilen hastalıklarda organın korunmasını sağlayıp, dolayısı ile fonksiyon kaybını önlediğinden günümüzde daha çok tercih edilebilen önemli bir kanser tedavi yöntemidir.
- Kanserin ışınla tedavisinde yeni bir yöntem olan Proton tedavisi nedir ?. Klasik radyoterapiye göre farklı yönleri nelerdir ?
Az önce bahsettiğim klasik Foton ışınları canlı doku içersinde biraz enerji saçılması yaparak ilerler ve kanserli bölgeye ulaştıklarında enerjilerinin büyük bir kısmını sağlıklı doku üzerine bırakmış olurlar. Bu ise sağlıklı dokuların da gereksiz ışın alması demektir ve yan etkileri artırarak ışın tedavisindeki başarı oranını düşürür. Protonlar atom çekirdeğinde yeralan yüklü parçacıklar olup fiziksel özellikleri foton ışınlarından çok farklıdır. Fotondan farklı olarak normal dokuda saçılma yapmadığından proton ışın demeti sağlıklı doku içinde ilerlerken dokuya gereksiz enerji bırakılması sorunu olmaz. Bunun anlamı ise demetin tüm enerjisini kanserli doku üzerinde boşaltması, normal dokulara hiç radyasyon verilmemesi demektir. İdeal bir tedavi tekniğinden beklenen de budur.
Proton Yan Etki Yapmadan Hedefi Tam 12’den Vuruyor

- Yani Proton ışınları ile normal dokulara hiç ışın bırakmadan doğrudan tümörü yok etmek mümkün olabiliyor mu ?

- Aynen öyle. Klasik foton ışın demeti vücuda girdikten sonra tümöre ulaşana kadar en yüksek dozda radyasyonu tümörün ön kısmında transfer eder ve ardından radyasyon tümörün içine ve tümörün arkasında bulunan sağlıklı dokulara nüfuz eder. Buna karşın proton ışınları dokuda ilerlerken tümörün ön kısmında ciddi bir radyasyon bırakmaz, yani tümöre varana kadar bir nevi pas geçer ve sadece tümörlü bölgede gerekli olan yüksek dozda radyasyonu bırakır. Tümörün arkasında da hiç bir radyasyon dozu oluşmaz. Normal dokular için en güvenli kanser ışınlama yöntemidir. (BKZ: illüstrasyon şekli). 

- Proton tedavisi her kanser tipinde uygulanabilir mi ?

Aslında Proton tedavisi lokal olarak sınırları belirgin olan ve vücudun diğer bölgelerine sıçrama (metastaz) yapmamış tüm kanser tiplerinde uygulanabilir. Şu ana kadar Dünya genelinde son 40 yılda 100.000 den fazla kanser hastası proton demetleri ile tedavi edilmiş durumdadır.
- Dünyada Proton tedavisi yapan merkezlerin durumu nedir. Maliyetler nasıldır?

Ilk protonterapi uygulaması üzerinden en az 50 yıl geçmiştir. Ama buna rağmen çok fazla yaygınlaşamamış olup şu anda Dünyada 50 ye yakın proton veya yüklü parçacık tedavisi merkezi bulunmakta olup bunların çoğu Amerika’da ve Japonya’dadır. Avrupa’da ise sadece 15 merkez bulunmaktadır. Proton tedavi merkezlerinin dünyada nispeten daha az yaygınlaşmasının ana nedeni: bu tür merkezlerin kurulum ve işletim maliyetinin klasik lineer hızlandırıcı tedavi ünitelerine göre daha yüksek olması ve bir proton terapi merkezinin yapımı ve kurulumunun yaklaşık 3 yıl sürmesidir. Ancak, daha önce 100-200 milyon dolarlar mertebesinde kurulabilen bu merkezlerde tedavi üniteleri giderek küçülmüş, teknoloji daha kompaktlaşmış durumdadır. Günümüzde 1 odalı bir protonterapi merkezinin yaklaşık maliyeti ise 25 milyon dolar civarına kadar düşmüş durumdadır. Öte yandan kanser hastalarının tedavi maliyetleri de klasik foton tedavilerine göre 5-10 kat daha fazla olduğunu belirtmeliyim
 - Proton tedavisi Türkiye’de hangi merkezlerde yapılıyor?

Ne yazık ki bu tedavi yöntemi henüz Türkiye’de hiçbir merkezde kurulmuş değil. Hatta gerek Ortadoğu, gerek Balkanlar ve gerekse yakın Asya ve Afrikalı komşu devletlerde bile Proton tedavi merkezi henüz bulunmuyor. Şahsen, 50 yıl öncesinden gelişerek gelen bu teknolojiye geçmekte Türkiye’nin çok geç kaldığını düşünüyorum. Gerçi, özellikle son 10 yıldır, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere Devletin üst mercilerince Türkiye’de de Proton Tedavi merkezlerinin kurulması çok isteniyor ve bu konuda Türkiye’nin 2023 vizyonu ile de paralel bazı ciddi resmi çabalar da var. Örneğin, Sağlık Bakanlığımızın Türkiye’de toplamda 4 tane Proton Kanser Merkezi kurma konusunda ciddi bir motivasyonu olduğunu iyi biliyoruz. Bunlardan iki merkezin birinin Ankara’da ve diğerinin de İstanbul’da olacağına kesin gözüyle bakılmakta. Ancak, özellikle son 5 yıldır Ankara ve İstanbul’da ciddi bir gelişme olmadı. Diğer iki merkezden biri olmak için Antalya’nın şansını çok büyük görüyorum ve hatta Türkiye’nin ilk ProtonTerapi merkezini kurmak için en avantajlı devlet kurumun şu an Akdeniz Üniversitesi olduğuna inanmaktayım. 

 

Güncelleme Tarihi: 08 Kasım 2016, 11:12

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83