UZUN SÜREN BEL AĞRISINI CİDDİYE ALIN

Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, omurgada eğrilik olarak bilinen skolyozun çocukluk çağının en sık karşılaşılan omurga hastalıkları arasında yer aldığını söyledi.

UZUN SÜREN BEL AĞRISINI CİDDİYE ALIN
Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümünden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, anne ve babalara çocuklarının uzun süren sırt ve bel ağrıları konusunda uyarılarda bulundu. Omurgada eğrilik olarak bilinen skolyozun, çocukluk çağının en sık karşılaşılan omurga hastalıkları arasında yer aldığını belirten Kılınçoğlu, “Kız çocuklarında erkeklere oranla daha fazla görülürken, boy uzamasının hızlı olduğu 0-5 ve 10-15 yaş gruplarında fark edilir hale geliyor. Skolyoz zamanında tedavi edilmezse, erişkin dönemde şiddetli ağrılar ve omurgadaki eğrilikten kaynaklanan duruş bozukluklarına neden oluyor” dedi.

SKOLYOZ ERKEN DÖNEMDE BELİRTİ VERMEYEBİLİR

Kılınçoğlu, “Ayakta dik duran bir insanın, omurgasına arkadan bakıldığında düz, omuzlar ve kalçanın ise yere paralel ve simetrik konumda olması gerekir. Eğer bu denge bozulur, sağa veya sola eğim başlarsa bu durum skolyoz olarak isimlendirilir. 10 dereceye kadar olan eğrilikler normal kabul edilirken, bundan daha yüksek dereceli eğrilikler skolyoz olarak tanımlanır ve zamanında tedavi edilmezse ciddi sonuçlara neden olur” diye konuştu.

AİLESİNDE SKOLYOZ OLANLAR RİSK ALTINDA

Birinci derece yakınlarında skolyoz tanısı olanların daha fazla risk altında olduğunu belirten Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, “Anne karnında veya büyüme çağında omurga kemikleri ile kemikleşme kıkırdaklarının asimetrik olgunlaşması veya tam gelişememesinden kaynaklanan skolyozda genetik faktörler etkilidir. Buna ek olarak; bazı bağ dokusu ve kas hastalıkları ile kemik dokusunun normal gelişimine rağmen omurilikten kaynaklanan nörolojik hastalıklar da skolyoza yol açabilir. Yetişkin çağda ise özellikle 60 yaşından sonra kemik erimesi ve osteoporoz ile ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.
Kılınçoğlu şöyle devam etti:

“Büyüme çağındaki çocukların uzun süre devam eden sırt ve bel ağrıları, büyüme ve diğer fizyolojik ağrılardan ayırt edilmelidir. Ebeveynler, çocuklarında bu tür eğriliklerden şüphelendiklerinde, yaşı ne olursa olsun mutlaka bir beyin ve omurilik cerrahisi uzmanına danışmalıdır. Çocukluk ve ergenlik çağında ortaya çıkan skolyozlarda ortak problem dış görünüş ön planda olmasına karşın, ileri yaşlarda ortaya çıkanlarda ve ilerleyen durumlarda ağrı ve nörolojik bulgular belirgindir. Ağır skolyoz hastalarında akciğerler ve kalp etkilenerek, kapasiteleri azalır ve hayat konforu bozulur. Skolyoz, erken dönemde fark edilirse özel egzersizler ve korseleme ile büyük oranda tedavi edilebilir. Egzersizlerle, zıt kas gruplarının güçlendirilmesi, eğrilik artışının durdurulması ve geriye döndürülmesi amaçlanmaktadır. Bu tedavilerle beraber, varsa sistemik hastalıkların tedavileri de birlikte yapılmalıdır. Dikkatli planlama, yıllar boyu devam edecek takip ve tedavi programı için hem hastaların, hem de ailelerin duyarlı ve sabırlı olması gerekmektedir. Bu tür hastalarda ortalama takip süresinin 10-15 yıl olduğu unutulmamalıdır.”

İLERİ CERRAHİ İLE TEDAVİDE BAŞARI ORANI YÜKSEK

Egzersiz ve korse tedavisine rağmen skolyoz derecesi artan hastalarda cerrahi müdahalenin ilk seçenek olduğunu kaydeden Beyin ve Sinir Cerrahisi Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, “Cerrahi ile ilerleme durdurulur, kozmetik problemler giderilir, varsa ağrı ve nörolojik bulgular ortadan kaldırılır. Geçmiş yıllarda kullanılan metal kökenli malzemeler, teknik olarak çok geliştirilmiş ve uygulanması daha kolay ve pratik hale gelmiştir. Ayrıca ameliyat sırasında kullanılan görüntüleme cihazları ile omurilik ve sinir hasarını önlemeye yönelik özel aletlerle başarı oranları da son derece yüksek seviyelere ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

Güncelleme Tarihi: 28 Eylül 2015, 12:04

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83