ALKÜ İşletme Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Rektör Prof. Dr. Ahmet Pınarbaşı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Gültekin, Daire Başkanları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Pınarbaşı, davete icabetlerinden dolayı konuklarına teşekkürlerini iletti. Konuşmasının devamında Türkiye’nin büyük ve güçlü bir ülke olduğunu ifade eden Rektör Pınarbaşı; “Bizler geçmişte mazlumların yanında yer almış büyük bir imparatorluğun torunlarıyız. Geçmişte olduğu gibi yine bugün de mazlumun yanındayız. Batı bazı konularda maalesef iki yüzlü ve mülteci konusu da bunlardan birisi. Batı örneğin bir balina sahile vurduğunda elindeki bütün imkanları seferber edebiliyor ama adı Ahmet, Mehmet, Mustafa olan küçük bir çocuğun cesedinin sahile vurma ihtimaline aynı duyarlılığı ne yazık ki göstermiyor. Ama biz millet olarak tarihteki ensar prensibiyle onlara elimizden gelen destekleri göstererek kapılarımızı açtık.” dedi. 

Mülteciler ile ilgili yaptığı heyecan dolu kaçış programının izlenilmesinin ardından öğrenciler tarafından yöneltilen sorulara cevap veren Gazeteci Zehra Yılmaz ve program danışmanı İlker Görenel, konu ile alakalı bilinmeyen detayları da salondakilerle paylaştılar. İnsan kaçakçıları ile röportaj gerçekleştirmeyi başaran Gazeteci Zehra Yılmaz bu tehlikeli süreçte başından geçenleri şu şekilde anlattı; “Suriyeli mülteciler Yunanistan’a kaçak yollardan geçmek için yola çıkıyorlardı ben sadece onlara eşlik ettim. Denize biraz açıldıktan sonra sahil güvenlik tarafından fark edilip en fazla sınır dışı edileceğimizi düşünüyordum. Ama işler bu şekilde olmadı maalesef. O küçücük botta kapasitenin üstünde bir sayı ile yola çıktık ve aramızda 10 yaşında bir de çocuk vardı. Biz karanlık bastırana kadar yol aldık. Karanlık bastırdığında benzinimiz bitti ve bot su almaya başladı. Yunan sahil güvenliği bizi gördü fakat hiçbir şekilde yardıma gelmediler. Aralarında bir tek ben yüzme biliyordum ve kendimi çok kötü hissettim. Öleceğimi düşündüm. Tek düşüncem bu insanları sağ salim kurtarabilmekti. Suya atladım ve yanıma küçük kızı da alarak sahile kadar 20 dakika yüzdüm. Yardım istedim. Bize Yunan vatandaşları yardım etti. Diğerlerini onlar kurtardı. Sahil güvenlik çok çok sonra geldi.”

Yunan polisi tarafından iki gün gözaltında üç gün hücrede tutulduğunu aktaran Zehra Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti; “ Ben işlemlerimizin ardından önceden oraya giden kameraman arkadaşımla dönerim diye düşünüyordum. Fakat beni tam beş gün alıkoydular. Çok kötü bir deneyimdi.”

Slayt eşliğinde çeşitli istatistiki bilgilerin ve mülteciler konusuna dünya ülkeleri tarafından nasıl yaklaşıldığının da anlatıldığı söyleşide salonda bulunanlar Zehra Yılmaz’ın cesaretli yolculuğuna büyük ilgi gösterdiler. 

Ayrıca Yılmaz Alanya gibi güzel bir şehirde üniversiteli gençlerle bir araya gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek, ALKÜ’yü ve gençleri çok sevdiğini, öğrencilerin sorduğu akılcı sorular karşısında ise oldukça etkilendiğini söyledi. Rektör Pınarbaşı hakkında da övgü dolu sözler söyleyen Yılmaz salonda bulunan öğrencilere; “Öğrencileri ile iç içe onlar için özveri ile çalışan bir rektöre sahip olduğunuz için çok şanslısınız. Sayın Rektörüm benim hocalara karşı fikirlerimi değiştirdi. Normalde haylaz bir öğrenci olduğum için hocalarla aram pek iyi olmamıştır.” Diyerek salonda sıcak ve samimi bir ortam yarattı.

Programın sonunda günün anısına Rektör Prof. Dr. Ahmet Pınarbaşı tarafından konuklara ipek kozasından yapılmış tablo hediye dildi. Söyleşinin sona ermesi ile Zehra Yılmaz ve İlker Zeki Görenel Öğrenciler ile hatıra fotoğrafı çektirdi.