8 Mart öncesinde İstanbul Sözleşmesi vurgusu

8 Mart öncesinde İstanbul Sözleşmesi vurgusu

Kadın Haklarını Koruma Derneği (KHKD) Alanya Şube Başkanı Halime Şenli, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
165 yıl önce 8 Mart 1857 günü New York’ta tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilerin, eşit işe eşit ücret, günde sekiz saat çalışma, doğum izni gibi insani yaşam ve çalışma koşulları için başlattıkları eşitlik mücadelesinde 129 kadının atölyelerde çıkarılan yangınlarda boğularak veya yanarak can verdiğini hatırlatan Şenli, 8 Mart’ın 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca “Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü” olarak ilan edildiğini belirtti.

SAVAŞTA EN ÇOK ŞİDDETİ KADINLAR GÖRÜR

“8 Mart kadınlara çiçekler verildiği, hediyeler alındığı bir kutlama günü değil; bir anma günüdür, kadın mücadelesinin yükseltildiği gündür.” diyen Şenli, bu yıl 8 Mart’ın maalesef silah seslerinin eşiğinde, Rusya- Ukrayna arasında yaşanan savaşın gölgesinde kutlanmakta olduğunu vurguladı.
Şenli, savaşlarda her şeyin, herkesin zarar gördüğünü ancak en büyük şiddeti kadınların yaşadığını söyleyerek “Savaşta ve barışta kadınlar her zaman şiddete uğramaktadırlar. Savaşın, yoksulluğun sömürünün olduğu yerlerde adalet de yoktur ve bunun acısını da, trajedisini de bizim coğrafyamızda olduğu gibi en fazla kadınlar yaşar, bedelini de yine en fazla kadınlar öder. Bizler biliyoruz ki kadın mücadelesi, aynı zamanda şiddete karşı mücadeledir” dedi.

banner111

“BU ANLAYIŞ SORUNLARI ÇÖZMEKTE YETERSİZ KALIR”

Kadınların dünya genelinde ve Türkiye’de toplumun en çok şiddete uğrayan kesimi olduğuna dikkat çeken Şenli, “Ülkemizde kadın cinayetlerindeki akıl almaz artış, işgücündeki kadın sayısının muazzam düşüşü, erkeğin uyguladığı şiddete bağlı boşanma davalarının sayısındaki artış, kadın cinayeti davalarında, her türden gerekçe ile uygulanan iyi hal veya haksız tahrik indirimleri kadının yasa eliyle değersizleştirildiğini, yasaların kadınları koruyamadığını göstermektedir. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet bir insan hakları ihlalidir, münferit değil, sistematiktir. Ailenin mahremiyeti içinde olup biten, özel alana ait, hukuk denetimi dışında bir aile içi mesele değildir. Bu nedenle, engellenmesi de ancak sistemli ve etkin bir mücadele ile gerçekleşebilir. Her vesile ile kadının yerinin evi, yegane görevinin ise çocuk doğurmak olduğunu vurgulayan bir anlayışın ise bu sorunları çözmekte yetersiz kalacağı aşikardır” diye konuştu.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında kabul edilen, uluslararası bir sözleşme özelliği taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmesine tepkilerini yineleyen Şenli, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz, hukuken geçersiz olan fesih kararına karşı davamızı açtığımız hatırlatır, İstanbul Sözleşmesi’ni anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

İŞTE BU 8 MART’TA TALEPLER

Şenli açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Sonuç olarak bu 8 Mart’ta kadınlar olarak;
Barış istiyoruz, savaşa hayır diyoruz! Silahlara değil, eğitime, çalışanlara bütçe istiyoruz.
Çocukların ölmediği, metrolarda doğmadığı bir dünya istiyoruz!
Her türlü şiddete hayır diyoruz. Bireysel silahlanmaya hayır diyoruz.
Sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz.
Erkeklerle eşit koşullarda çalışmak istiyoruz,
Kadınların çalışmasının önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz,
Çocuklarımız için ücretsiz kreş istiyoruz.
Yaşlılara hastalara bakılacak ücretsiz bakımevleri istiyor.
Biz kadınlar yaşamın her alanında fırsat eşitliği istiyoruz, özgürce yaşamak istiyoruz.
Kadın insandır ve insan haklarının her alanda yaşama geçirilmesini istiyoruz!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83