Osteoporoz'da beslenme

 Osteoporoz yani kemik erimesi, kemik kütlesinin azalması ve dokusunun bozulmasıyla karakterize bir hastalıktır ve kemiklerin kırılganlığını artırır. Hafife alınmayacak derecede ciddi ve yaygın bir iskelet sistemi hastalığıdır. Kadınlar bu konuda daha şanssızlardır çünkü görülme olasılığı kadınlarda daha yüksektir. O nedenle özellikle menopozal dönem ve daha sonrasında her üç kadından birinde bu sorunu görmekteyiz.
Osteoporozun gelişiminde genetik yatkınlığın yanı sıra kişinin yaşam tarzı da büyük rol oynar. Beslenmesi, egzersiz yapma durumu, alkol ve sigara tüketimleri kemik sağlığı konusunda etkilidir. Bu etkenlere dikkat etmekle kişi osteoporoz gelişimini yavaşlatma ve öteleme gücüne de sahiptir aslında. Çocukluk, ergenlik, gençlik döneminde vücuda yapılan yatırımların faydasını kesinlikle ileriki yaşlarda görmek mümkün. Bu nedenle anne babaların bana göre çocuklarına kazandıracakları en önemli şeylerden birisi sağlıklı beslenme alışkanlığı. 
İnsanda kemik kaybı kırklı yaşlardan sonra başlar ve kaybedilen kemiklerin yerine yenisi ne yazıkki konmaz. Menopozla birlikte kadınlarda bu kayıp hızlanır. Erkeklerde ise bu sorun ellili yaşlarda başlar ve gelişimi kadınlara göre daha yavaş ilerler.
Pek çok insanda kemik erimesinin başlangıcında hiçbir şikayet gözlenmez. Ancak hastalık ilerledikçe kemik dokusunun direnci azalır ve kemiklerde yaygın ağrılar oluşmaya başlar. İleriki dönemlerdeki sonucu ise kemiklerde oluşan kırıklardır. Habersiz seyrinden dolayı risk altında olan kişilerin doktora giderek osteoporoz olup olmadıklarını araştırmalarında fayda var.
Düşük kemik kütlesine sahip olan kişiler risk grubundadırlar. Yaşamlarına daha fazla dikkat etmelidirler.
Beslenmenin rolüne gelince ; kemiğe direncini veren maddeler, özellikle kalsiyum ve D vitamini vücuda yeterli miktarda alınmalıdır. Yetişkinlerde günlük D vitamini dozu ortalama 800-100 IU, kalsiyum ise 1200 mg önerilmektedir.
Süt ve sütten yapılmış besinlerin kalsiyum içeriği yüksektir. Her gün belli miktarlarda, çocukluktan itibaren tüketilmesine dikkate edilmelidir. Hiç dikkat edemem diyorsanız en azından günde 2-3 su bardağı süt ya da yoğurt ve 2-3 dilim peynir tüketmeye çalışın. 
Unutulmaması gereken D vitaminin de kalsiyum kadar önem taşıdığı. Besinlerle aldığınız kalsiyumun bağırsaklardan emilebilmesi için de D vitamini gereklidir. Deride mevcut olan D vitamini sadece güneş ışınlarıyla birlikte aktif hale gelir. Güneş ışığına maruz kalmayan kişilerde, D vitamini eksikliği olur ve kalsiyum bağırsaklardan emilemez. 
Fazla tuz ve protein tüketiminden kaçınmak. Herşeyin fazlası zarar olduğu gibi bunların fazlası da kemikleri sertleştirir ve esnekliğini kaybetmeye neden olur.
Ve son olarak da her şeyde olduğu gibi bu konuda da olmazsa olmaz egzersiz. Egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle yenemeyeceğiniz, öteleyemeyeceğiniz hastalık yoktur. 
Ülkemiz , özellikle yaşadığımız yerler iklim olarak da güneş ışığından fazlaca zengin. Size düşen her gün bir miktar güneşe çıkmanız. D vitamini vücutta depo edilen bir vitamin değildir. Sizi asla terk etmeyecek yegane şey, bedeniniz.O nedenle vücudunuza, özellikle kemiklerinize iyi bakın. Yaşlanınca onlar taşıyacak sizi.
Mutlu ve sağlıklı bir hafta dilerim.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

banner97

banner82

banner83