Turizmde yüzde 25 düşüş

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, Mart ayının Antalya turizm ve tarım açısından iyi bir dönem olmadığını belirtti. Çetin, turizmde sert bir düşüşle karşılaştıklarını, Tarım ihracatında ise Ocak ve Şubat aylarında yüzde 45’lik bir artış gerçekleşmesine rağmen Mart ayında ise yüzde 8’lik bir düşüş olduğunu kaydetti. İstihdam konusunda da konuşan Başkan Çetin, Türkiye’de 350 bin ek istihdam oluşturulduğunu ve bunun 30 bininin Antalya tarafından karşılandığını söyledi.

Turizmde yüzde 25 düşüş
ATSO Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis üyelerinin yoğun katılımıyla yapıldı. Meclis Başkanı Süleyman Özer başkanlığında gerçekleşen toplantıda konuşan ATSO Başkanı Davut Çetin, Mart ayında turizmde sert bir düşüş yaşadıklarını, tarım ihracatında da geçen aylara nazaran yüzde 8’lik bir düşüş yaşandığının kaydetti. Turizmdeki düşüşün sebebini Avrupa olarak gösteren Çetin, tarımdaki ihracat düşüşünü ise Rusya’nın yasağını kaldırmadığı domatese ve salatalığa bağladı. İstihdam konusunda da konuşan Çetin, Antalya’nın Türkiye’de gerçekleşen 350 bin kişilik ek istihdam artışına yüzde 7 ila 8 arasında destek sağladığını söyledi.

Antalya’da 30 bin istihdam artışı

Türkiye’de başlatılan istihdam seferberliği ile ilgili konuşan ATSO Başkanı Davut Çetin, haftasonu Çalışma Bakanlığı ve İşkur yetkilileriyle birlikte bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi. Çetin yetkililerin verdiği bilgileri paylaşarak, “Hafta sonu Çalışma Bakanlığımız ve İşkur ile birlikte istihdam seferberliği toplantısı yaptık. Her iki kurum yetkililerine gıyaben tekrar teşekkür ediyorum. Yetkililer Türkiye’de 350 binden fazla ek istihdam oluşturulduğunu, bunun yüzde 7-8’inin Antalya’dan kaynaklandığını söylediler. Yani ilimizde 30 bin civarı bir istihdam artışı teşvik edilmiş oldu. Biz zaten en az 100 bin istihdam artışı olacağını bekliyor ve söylüyoruz. Çünkü kış aylarında turizm ve tarımdaki işsizlik, doğal olarak azalmaya başlamaktadır. Yaz aylarına kadar istihdamın artması doğaldır. Asıl önemli olan yılsonunda bu istihdamın kalıcı olmasıdır. Yatırım teşvik belgelerine bakacak olursak, ülkemizde 1 kişilik istihdam için 460 bin liralık yatırım gerekmektedir. İmalat sanayinde 1 kişilik istihdam için gerekli yatırım 330 bin liradır, turizmde 500 bin liradır. Antalya’da bu rakamlar biraz daha düşük. Bizim teşvik belgelerimiz bir kişilik istihdamın yatırım bedeli ortalama 370 bin lira” diye konuştu.

“Türkiye’de 1 saatlik çalışmayla 28 dolarlık üretim yapılıyor”

Konuşmasının devamında Türkiye’de emeğin veriminin düşük olduğuna dikkat çeken Çetin, “Türkiye’de 1 saatlik çalışmayla 28 dolarlık üretim yapılmaktadır. ABD, Fransa’da 1 saatlik emek 68 dolarlık üretim yapıyor. Benzer ülkelerde 40 doların üzerinde. Emek verimliliği eğitim sistemi ve sektörlerin yapısıyla ilgili büyük bir konudur” dedi.

İstihdam teşviklerinin ardından iki sektöre gelen KVD indirimleri sayesinde tüketici güveninin Mart ayında artışa geçtiğini kaydeden Çetin, “Bazı sorunlara çözüm bulunması için çok konuşulması ve çözüm yolu üzerinde bir fikir oluşması gerekmektedir. İşyeri ruhsatlarını çok söyledik, sonunda bazı adımlar atıldı. İstihdam desteğini sürekli söyledik, nihayet istihdam desteği verildi. KDV indirimleri çok söylendi ve iki sektöre gelen indirimler sayesinde tüketici güveni Mart ayında artışa geçti ve bu sektörlerde %25 gibi satış artışları sağlandı. Ancak şunu da unutmayalım, vergi indirimleriyle piyasa canlanması ancak kısa sürelerle olur. Nisan ayından sonra mobilya ve beyaz eşya satışları eski hızında devam etmeyecektir. Dolayısıyla geçici çözümleri, kalıcı çözüm gibi görme hatasına düşmeyelim. Ayrıca, ekonomi yönetimi iç pazarı ve yerli üretimi canlandıracak, ithalatı artırmayacak desteklere öncelik veriyor. Sektörlerimizin bu hususa dikkat etmesinde yarar var” ifadelerini kullandı.

“KOSGEB kredi paketinden Antalya 1,5 milyara yakın pay almıştır”

KOBİ’lerin finansman sorununun önemine de değinen Çetin, şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi, Şu aşamada en önemli konulardan birisi KOBİ’lerin finansman sorunudur. Nefes kredisi desteğimiz iyi bir model oldu ve Hükümet bunu model alarak KOSGEB kredilerini geliştirdi. KOSGEB kredilerinden Türkiye çapında 400 bin civarında Antalya’da 20 bine yakın işletme yararlandı. Nefes kredisi Türkiye çapında 5 milyarlık bir paketti, KOSGEB kredisi 11 milyar lira civarında. Antalya bu kredi paketlerinden 1,5 milyara yakın bir pay almıştır diye tahmin ediyorum. Antalya olarak son bir yılda kredi miktarımız 10 milyar lira arttı, 1.5 milyar lira kredi az görünebilir, fakat ticaret, tekstil gibi sektörlerde kredi az olduğu için esnafa katkısı önemli oldu. Bildiğiniz gibi, geçen yıl %43 oranında düşüşle 4 milyon 700 bin turist kaybettik. Tarımda ihracat ve gelir kaybını eklersek, bu paranın dönüşünü de hesaba katarsak 20 milyar liraya yakın bir para kaybımız oldu. Antalya’ya kalan kısmı daha az olsa bile önemli bir kriz yaşadık.
Çok daha fazla iflas görmemiz mümkündü, neyse ki, turizm ve tarım sektöründe krediler yeniden yapılandırıldı. Birçok kişi geçen yılı krediyle, daha önceki birikimlerini kullanarak geçirdi.

Ticaret sektöründe, özellikle küçük işletmelerin kredilerinde sıkıntı devam ediyor. Bankaların kredi limitleri ve risk sınırları yüzünden ticaret sektörüne kredide sorun yaşanmaktadır. Kredi garanti fonunun kefalet koşullarıyla ilgili Bakanlar Kurulu kararı 10 Mart’ta yayınlandı.
Hazine Müsteşarlığı Kredi Garanti Fonu’na 25 milyar lira aktaracak ve böylece 250 milyar liralık bir krediye kefalet sağlanmış olunacak. Hazine 25 milyarı nasıl, ne zaman aktarır, bu kadar kredi ne zaman verilir, henüz belli değil. Türkiye’de kredi hacmi son durumda 1.8 trilyon liraya ulaştı. Bunun içinde KOBİ kredileri 430 milyar lira. Dolayısıyla bu kredi paketi KOBİ’lere yarar sağlayacaktır”

“Turizmde geçen yıla göre ilk üç ayda 25 düşüş var”

Turizm konusunda Mart ayının Antalya için kötü bir ay olduğu belirten Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Turizm sezonuna çok az kaldı, hatta İran pazarının Nevruz tatili ile sezonun kısa bir açılışı da yapıldı. Turizmdeki durumu hafta sonu konuştuğumuz için burada tekrar etmeye gerek yok. Mart ayında turist sayısında sert bir düşüşle karşılaştık. Uç ayda geçen yıla göre %25 eksideyiz. Bu düşüş daha çok Avrupa kaynaklıdır. İlerleyen günlerde Rusya ile birlikte yükseliş başlayacağını bekliyoruz. Rusya pazarında Antalya ilgisinin canlı olduğunu basından siz de okuyorsunuz. Rus turist sayımız 2014’te 3.5 milyondu, 2015’te 2 milyon 800 bine indi, geçen yıl 486 bin oldu. Bu yıl 2015’e döneriz. Kazakistan, Beyaz Rusya, Ukrayna gibi pazarlar da daha canlı olacaktır. Dolayısıyla bu pazarlarda sorun yok, fakat asıl sorun Avrupa cephesinde. Almanya bizim 3 milyonluk pazarımızdı, geçen yıl 1 milyon kaybettik, maalesef bu düşüş devam ediyor. Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, Avusturya, Fransa, İsveç, İsviçre, Polonya, Çek Cumhuriyeti her biri eskiden 150 bin-400 bin kişi arasında ziyaretçinin geldiği ülkelerdi. Geçen yıl 100 binli rakamlara inmişlerdi, bu iniş hepsinde devam edecek gibi görünüyor. İngiltere 400 binlik bir pazardı, geçen yıl 334 bine geriledi, Londra’daki son terör saldırısı orada da bir etki yaratabilir. Sonuç olarak Rusya tarafında 2.5 milyon civarında kazanırken, Batı Avrupa’da kaybedeceğiz. Ukrayna gibi ülkelerle birlikte 7.5-8 milyon bandına yükseliriz. Geçen yıla göre turist sayısı açısından daha iyi bir sezon olacaktır. Önemli bir konu turizm sektöründe fiyat indirimleridir. Otellerimiz aşırı fiyat indirimi yapmamalıdır. Böyle bir durum Antalya imajına zarar verdiği gibi, uzun dönemli etki de yaratmaktadır.”

“Almanya gibi önemli partnerlerle işbirliğini korumanın formüllerini bulmalıyız”

Avrupa Birliği’nin 2018 yılını Çin turizm yılı ilan ettiğini söyleyen Çetin, dünyanın sürekli yenilik peşinde olduğunu ve turizm pazarını çeşitlendirdiğine dikkat çekti. Bakanlığı gerçekleştirdiği Kültür Şurası’nın, turizmde de olması gerekiğini kaydeden Çetin, “Bu arada Hükümetin 2019 yılını Türk-Rus kültür ve turizm yılı ilan etmesi olumlu bir gelişmedir. Bu uygulamayı Almanya gibi klasik pazarlarla ve Hindistan, Çin gibi yeni ülkelerle de yapmak gerekir. Almanya gibi önemli partnerlerle işbirliğini korumanın formüllerini bulmalıyız. Geçen hafta Almanya eski Cumhurbaşkanı Wulff Bursa’da güzel bir konuşma yaptı. Eğer sorunları çözmek yerine büyütürsek sonu gelmez. ABD ve İngiltere THY uçaklarına kısıtlamalar koydular. İngiltere Dış İşleri Bakanı geçen hafta Antalya’da bir toplantıdaydı. Cumhurbaşkanı ile görüşme de yaptı. Hollanda'da olan olaylar kabul edilir olaylar değildir. Her tür diplomatik ve demokratik protesto yapılması doğaldır. Bununla birlikte, Antalya'da fahri konsolos olan işadamımızın, üyemizin bürosu önünde protesto gösterisi yapıldı. Büyükelçilik olsa anlarım, ama fahri konsolosluk adı üzerinde fahridir. Antalya'nın bu tür konularda çok daha hassas olması, sağduyu ve itidal içinde olması gerekir” şeklinde konuştu.

Ocak - Şubat ihracatında büyük artış, Mart’ta ise düşüş

Tarım ihracatı konusunda rakamlar veren Davut Çetin, 2017 ihracatının ilk iki ayda yüzde 45’lik bir artış gerçekleştiğini ancak bu artışın Mart ayı için geçerli olmadığını belirtti. Çetin, “Tarımda da şu ana kadar olumlu bir gelişme yaşıyoruz Meyve sebze ihracatımızda 2 aylık ihracatta yüzde 45 artış gerçekleşti fakat Mart ayında artış yüzde 8’e düştü. Rusya pazarı narenciyede ve patlıcan, biber gibi ürünlerde geç de olsa açıldı, domatese ve salatalığa açılmadı. Geçen hafta Moskova’da domates fiyatı 3 dolardı, bizim ihracat fiyatımız 60 sent. Rusya yeni yatırımlara girişti ve bu nedenle domates gibi ürünlerde korumacılıktan vazgeçmedi. Hükümetimiz buğday, mısır, ayçiçek yağı ve küspesi ile misilleme açıkladı. Oysa bu tür müdahalelerde herkes kaybeder. Bunun yerine kazan-kazan politikaları tercih edilmelidir. Şubat ayı ihracatına baktığımızda Avrupa’da Ukrayna, Almanya, Hollanda’ya sebze meyve ihracatında da yavaşlama görülüyor. Şubat ayında en çok meyve sebze ihracatını Irak'a yapmışız, hatta Hindistan'a 700 ton meyve göndermişiz. Yani ihracatçı yeni pazarları deniyor, yan yolları deniyor. Meyve sebze ihracatı Nisan-Haziran döneminde önemli olacak. Umarım ki, artış devam eder, aksi halde tarım sektörünü çok daha fazla konuşmamız gerekecek” diye konuştu.

“Hata yapma lüksümüz yok”

Ekonomi piyasası hakkında bekle döneminde olduklarını belirten Çetin, kredi ve vergi indirimlerinin geçen yıla nazaran bu yıl canlanma geldiğini söyledi. Antalya’nın karşılıksız çek oranının Ekim ayında yüzde yüzde 8’e çıktığını belirten Çetin, “Şubat ayında yüzde 4.1’e düştü. Çek hacmi geçen yıl ile aynı kaldı, yani reel olarak artmadı, yine de karşılıksız çek oranındaki düşme de olumlu bir gelişmedir. Ekonomi bültenimizi incelerseniz vergi artışında, kredi ve mevduat artışında Türkiye ortalamasının çok altında kaldığımız görülmektedir. Bu nedenle bu sezonun iyi geçmesi için herkes elinden geleni yapmalıdır, artık hata yapma lüksümüz yok” dedi.

Konut satışında Antalya 4’üncü

Konut satışında Antalya’nın Bursa ile yarıştığını ifade eden Çetin, “2015 yılında Antalya’da 64 bin konut satılmıştı, geçen yıl 60 bin konut satıldı. Burada Bursa ile karşılaştırdık, çünkü konut satışında Antalya dördüncü, Bursa bizden sonra beşinci sıradadır. Sanayi kenti olduğu için gelişme farkı daha iyi anlaşılır. Görüldüğü gibi geçen yıl yaz döneminde konut satışlarında Bursa Antalya'yı yakalamış. Son Aralık, Ocak döneminde de sayılar çok yakın, Şubat'ta Antalya'da canlanma biraz daha fazla olmuş. Antalya'da satışlar her şeye rağmen aylık 5 bin civarında devam etti.Bununla birlikte faiz indirimlerinde sona gelindi. Turizmde yavaşlama iç göçü ve nüfus artışını da yavaşlatıyor. Geçen yıl yapı ruhsatları 6 milyon 600 bin metrekareye çıktı, ama yapı izinleri 3 milyon 300 bin metrekareye geriledi. Dolayısıyla seyir faize bağlı olarak devam edecek gibi görünüyor” diye konuştu.
Çetin’in konuşmasının ardından meclis, sektörel konuların görüşülmesiyle devam etti.

Güncelleme Tarihi: 28 Mart 2017, 13:06

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83