Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Alanya Şube Başkanı Nurettin Karacalı'nın açıklaması şöyle:                         

"Gazi Mustafa Kemal,  yılgın, yorgun, ordusu dağılmış, Anadolu da bir avuç  toprağa sıkıştırılarak Yok edilmek istenen bir ulusu; Kurtuluş Savaşı liderliği ile küllerinden yeniden doğmasına ışık olmuştur. Toplu iğne bile yapamayan sanayisini , %10 okuma yazması olan halkını, Kapitülasyonlar ile ulaşımı yabancılara bağımlı bir ülkeden yaptığı devrimlerle çok kısa bir zamanda modern devletler seviyesine çıkartmıştır.

Kurtuluş savaşı sırasında bizlere bağımsız bir ülke bırakmak için mücadele eden başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ,Silah Arkadaşları ; Şehit ve gazilerimiz ile ;Ülkenin kalkınması ve devrimlerin yapılmasında emeği geçenleri  Minnet ve şükranla anıyoruz

Günümüzde tarihimizi bile kendi küçük çıkarları açısından çarpıtan, bin bir zorluklarla kurulan ulus devletimizi barış süreci, çözüm süreci, kardeşlik süreci, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi adlarla Ülkemizi bölüp özerklik ya da federasyon şekline getirecek Yeni Anayasa çalışmaları yapılırken Halkımızı bu konularda uyarmayı bir borç bilirim." 

 "10 Kasım 1938 de bedensel varlığı aramızdan ayrılan Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilkeleri ve düşünceleri ile dünya durdukça bizlere yol gösterecektir.

 Ulu Önderin Ülkemizin Kurtuluşu Ve Çağdaşlaşmasında Oynadığı Rol Tarihin Akışına Yön Verecek Büyüklüktedir. Onun Eylem Ve Söylemleri Ulusumuza Olduğu Kadar İnsanlığa da Mal Olmuştur. Halkımızın belleğinden kurtuluş ve kuruluş sürecinin onurlu hikayesini silmek, post modern gönüllü köleliği benimsetmek için akla gelen her şeyin yapılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Neredeyse ulusça verilen bağımsızlık savaşımının öz eleştirisinin yapılıp emperyalist sistemden özür dileneceği bir anlayışı halkın sindirmesi istenmektedir.

Atatürk, geleceği aydınlatan fikirleri ve dünya görüşü ile yüzyılın yetiştirdiği bir dahi olarak tarihe geçmiştir. Türk milleti, sarsılmaz bir inançla sahip çıktığı ve koruduğu cumhuriyeti ve onun temel ilkelerini daha ileriye taşıma azim ve kararlılığındadır. Devletimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sadece Türk milletinin ‘Ulusal Mücadele ve Çağdaşlaşma Lideri’ olarak kalmamış, tüm dünyaya örnek olan engin düşünceleriyle çağdaş bir uyanışın öncüsü ve evrensel bir hareketin de kaynağı olmuştur. ‘En büyük eserim’ diye nitelendirdiği Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak, tüm insanlığın üzerinde uzlaştığı bu büyük şahsiyeti, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde, her zamankinden daha fazla anlamaya ihtiyacımız var. Ata'mız, devletin ve toplumun geleceğinden kendini sorumlu tutma bilincine erişmiş, bağnazlıktan ve dogmalardan uzak, akılcı ve yaratıcı düşünen, gerçekçi bilgiler ışığında ileriye bakabilen, özgür bireylerin oluşturduğu çağdaş bir toplum yaratmaya çalışmıştır.

Aramızdan ayrılışının 77. Yıldönümünde, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz."

“Mustafa Kemal Atatürk, ne bir heykel, ne bir anıttır. O, Türk ulusal bilincinin aydınlanma devriminin ve çağdaşlaşma savaşımının temel anlayışıdır.

20. yüzyılda yetişen liderlerden bu gün sadece Atatürk'ün eserleri, fikirleri halen dimdik ayaktadır. Dünyadaki hiçbir başarıda tesadüflerin yeri yoktur. Atatürk'ün başarısı analiz edilirse; inanç, bilgi, çalışkanlık, dürüstlük, güvenilirlik, azim, cesaret ve kararlılık görülür.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türklüğün ve Türk tarihinin en acı günlerinde geldi. Yok edilmek istenen bir milleti tarihi, dili, bütün özellikleri ve nitelikleriyle yeniden tarihi varlık alanına çıkardı. Türklüğe tarihin en onurlu, en saygın ve en yüksel devirlerini açtı. Türklük düşüncesine ve hayat tarzına sonsuz ve geleceğe yönelik ivme kazandırdı. Türk Milletinin bağımsızlığını, özgürlüğünü, özgüvenini sağladı. Ona yüksek bir insan toplumu olma aşkını ve şuurunu aşıladı. Yeni, milli, laik, çağdaş, ileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdu. Yeni bir hukuk düzeni içerisinde toplumun siyasi, sosyal, iktisadi, kültürel hayatında yaptığı inkılâplarla sayısız özveriler ve kan pahasına elde edilenlerin korunmasını, geliştirilmesini, devamını gerçekleştirdi. 

10 Kasım 1938 günü etten ve kemikten olan Mustafa Kemal öldü. Yaratılan her canlı gibi O’da doğdu, yaşadı ve öldü. Sonsuzluk sürecine başladı. 77 yıldır Türk Milleti Mustafa Kemalsiz, Atatürk ile yaşıyor. Ebediyete kadar da o’nunla yaşayacak. 

O, ne sadece savaş meydanlarının kahramanı “Gazi”dir, ne dayısının çiftliğinde kargaları kovalayan “Mustafa”dır, ne Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran “Kemal”dir, ne de milletine uygar dünyanın yolunu açan “Atatürk”tür. O, bunların hepsidir, o Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

10 Kasım 1938'de, Atatürk'ü yitirişimizden kısa  bir süre sonra,  Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu, O'nun aydınlık, çağdaş, tam bağımsızlıkçı, onurlu çizgisinden yavaşça ve sinsice çıkarılmıştır. Ülkemizin kapıları, emperyalizme, sınırsızca açılmış,  yerli işbirlikçilerle birlikte azgınca tırmandırılan sömürü ve talanın doğal sonucu olarak, her alanda yolsuzluk, yoksulluk, haksızlık ve adaletsizlik yaygınlaştırılmıştır. Bu yaşanılmış ve yaşanılmakta olan tarihsel gerçekliğe karşın bölücüsünden din sömürücüsüne, ikinci cumhuriyetçisinden sözde liberal aydınına kadar uzanan işbirlikçi cephe tüm bu olumsuzlukların sorumlusu olarak Kemalizm'i göstererek, Atatürk'ü Türk ulusunun beyninden ve gönlünden uzaklaştırmaya çabalamış ve çabalamaktadır. 

Ancak başarılı olamamışlardır, olamayacaklardır, Bu ülkenin insanları hala onun anıtların’ da toplanarak bölücüleri, işbirlikçileri ATASINA şikayet etmektedir. Yüce Türk Milleti bu tipleri tarihin çöplüğüne atmayı bir görev olarak bilmektedir.

Bu değişmez inanç ve mücadele kararlılığı ile, Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete uğurladığımızın 77. yıldönümünde bir kez daha sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyoruz."