CHP’nin son günlerde televizyonlarda, gazetelerde ve sosyal medyada dönen seçim kampanyası ‘Milletçe Alkışlıyoruz’u hepiniz görmüşsünüzdür.
Güzel bir seçim kampanyası ve sloganı olduğu konusunda da kimsenin şüphesi yoktur sanırım.
Ama duruma Antalya açısından bakarsak insan neyi alkışlayacağını da bir an düşünüyor.
CHP’nin Kalesi denilen Antalya’yı 5 yıl içinde tekrar AKP’ye kaptırmayı mı alkışlıyoruz?
Herkese bedava elektrik deyip belediyenin faturasını bile ödemeden kaçanları mı alkışlıyoruz?
Seçim günü dağ bayır kaçıp evrakları yakıp, sonrada ‘Belediye’yi temiz bırakalım diye yaktık’ diyenleri mi alkışlıyoruz.
Yapılacak o kadar iş varken Bira festivaline binlerce Lira harcayanları mı alkışlıyoruz?
Antalya’ya tek bir çivi bile çakmayan yarım kalan projeleri mi alkışlıyoruz?
Mega proje diye başlayıp yarıda kalan sonra iptal edilip Belediyenin binlerce Lirasını çöpe atmayı mı alkışlıyoruz?
Belediyenin personel sayısını bir yıl içinde gereksiz yere iki katına çıkarmayı mı alkışlıyoruz?
Sadece personel giderleri ile 470 Milyon TL zararı mı alkışlıyoruz?
Sokak ortasında İncil dağıtmayı mı alkışlıyoruz?
Halk kart sistemini çökermeyi mi alkışlıyoruz?
Engelli Merkezini Hanımın Çiftliği haline getirmeyi mi alkışlıyoruz?
Taraftarın bir otobüs isteğini bile geri çevirmeyi mi alkışlıyoruz?
Binlerce taşeron işçiyi nedensiz yere işten çıkarmayı mı alkışlıyoruz?
Partisinin Eski Genel Başkanını yok etmek için her türlü propaganda yapanları mı alkışlıyoruz?
Tüm bunlara rağmen 7 Haziran’da kendisine TBMM yolunun açılmasını mı alkışlıyoruz?
‘Hoca’nın bir bildiği var’ ama bizimde bir sorumuz var.
Pardon ama neyi alkışlıyoruz?