SES Alanya’dan protesto | ‘Artan iş yükü bize cehennem hayatı yaşatıyor’

SES Alanya Eş Başkanı Zehra Ayata, “Adil olmayan soruşturmalar, personel açığı giderilmeden, alt yapısı hazırlanmadan açılan yeni bölümler ve teşvik sistemine dayanan ücretlendirmeyle artan iş yükü bizlere adeta iş yerimizde cehennem hayatı yaşatıyor” dedi.

SES Alanya’dan protesto | ‘Artan iş yükü bize cehennem hayatı yaşatıyor’

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde (EAH) görev yapan sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunları protesto etti. Hastane başhekimliği önünde topluluk adına açıklama yapılan SES Alanya Eş Başkanı Zehra Ayata, sağlık çalışanlarının taleplerini sıraladı. Ayata, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizde genel seçimlerin ve mayıs ayında sendika yetki döneminin yaklaşmasıyla birlikte dozunu artıran bir yandan yandaş sendika baskıları, bir yandan kadına yönelik şiddet, bir yandan yandaş sendikacılara çalışmalarında kolaylık sağlanması, bir yandan yeni makam odaları, bir yandan yönetici değişiklikleri, bir yandan adil olmayan soruşturmalar, bir yandan personel açığı giderilmeden, alt yapısı hazırlanmadan açılan yeni bölümler ve teşvik sistemine dayanan ücretlendirmeyle artan iş yükü bizlere adeta iş yerimizde cehennem hayatı yaşatıyor. Pandemi sürecinin ardından yaşanan deprem felaketiyle yeterince yorulan bizler hastanemize özel sorunlarla boğuşurken çok yıprandık. Yöneticilerle defalarca görüştük. Sonuç alamadık. Biz de buradan idareciler ve kamuoyuna soruyoruz. Neden her türlü sorunda bizler kabalığa, şiddete, tehdide maruz kalıyoruz? Bir örnek vermek gerekirse temizlik şefi olduğu iddia edilen kişinin bir kadın arkadaşımıza yumruk atması olayında bile şahsı koruyan art niyetli olmadığına kanaat getiren anlayış izaha muhtaçtır. Yine aynı şekilde hastanemizde kadın sorumlu hemşirenin masasının yumruklanmasıyla ilgili de bu cesareti nereden buldukları da izah edilmelidir. Mevzuata uygun olmayan şekilde yapılan dolap araması da hukuken geçersizdir, suçtur. Servisinin eksikleriyle ilgili servis sorumlusu tarafından verilen dilekçeden sonra neden dilekçe yazdığını sorgulayıp, “Dilekçeyi yazmanı kim istedi?” nasıl dersiniz? Dilekçe yazmak için talimat almayız. Eğer kendileri bir yazıyı bir yerlerden talimat alarak yazıyorlarsa onların sorunu bizim değil. Kaldı ki 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu iş yerindeki aksaklıkların bildirilmesi konusunda çalışanlara sorumluluklar yüklüyor. Tutanak tutuldu diye ilgili birim sorumlusu tarafından sorumlu hemşire tehdit edilmiştir. Yine erkek yine tehdit.
“NEDEN ÜST MAKAMLAR KORUNUYOR?”
Biraz da iş yerimizdeki soruşturmalardan bahsedelim. Neden üst makamlar korunarak soruşturmalar yürütülüyor? Bir soruşturmada ihaleye çıkanlar, muayene komisyonundakiler, kalite birimindekiler, altında imzası olan müdür, başhekim ceza almazken fatura dört hemşire, bir eczacı, bir doktora kesiliyor? Neden biz hakkımız olan soruşturma dosyalarına ek savunma hakkımızı kullanmak için üstelik dilekçe yazıp istememize rağmen ulaşamıyoruz? Adliyede, İl Disiplin Kurulu’nda ulaştığımız dosyalara burada ulaşamamış olmamız kendini kanunlardan üstün görme anlayışının kurumdaki yansımasıdır. Aynı bakış açısı dilekçeler, tutanaklar için de geçerli. Önce havale ettirmeliymişiz. Ülkede dilekçe havale ettirilen güzide kurumlardan hastanemiz. Sayın yöneticilere sormak istiyoruz. Bir yerlerde personel açığı olduğu zaman neden hep aynı birimler akla gelir de pandemi ve deprem süreci dahil bir kere bile ikinci bir yerde görevlendirilmeyenler gelmez? Neden sırasıyla herkes gitmez? Sağlık Sen temsilcileri eski veya yeni temsilci fark etmez neden onlar da görevlendirilmez? Biz bazı çalışanların doğuştan sorumlu, aslında torpilli olduklarını düşünüyoruz. Hastanemizde nöbetçi uzman yani nöbetçi başhekimin nöbet odası yok. Mahkum servisinin hemşire odası, deposu hatta bilgisayarı bile yok. Çocuk gelişimcinin çocuklarla ayrı görüşeceği oda düzenlenmemiş. Hastanemizin afiliye hastane olmasından oda yetmezken bazı şahıslara özel oda (makam) düzenlenmesini doğru bulmuyoruz. Torpil sadece çalışanlar arasında değil. Hastalar arasında. Torpilliyseniz hafif yüzünüz kızarsa bile ararsınız birilerini acil serviste size hemşire tahsis edilir. Süper vizör hemşirelere gizli anket yapılsa en çok neyden şikâyetçisiniz diye acil servise gelen torpillilerin muayenesiyle ilgilenmekten diyeceklerdir. Diğer yerleri geçtik acil servisten bahsediyoruz. Şaşırdınız değil mi? Yeni atanacak başhemşirelik makamı ile ilgili birkaç şey söylemek istiyoruz. Biz seçmek istiyoruz. Kadın-erkek eşitliği gözetilerek yönetici seçilmesi iş yerinde anket yöntemiyle de olabilir. Çalışanların görüşü alınarak yöneticilerimizin belirlenmesini istiyoruz.
“SORUMLULUKLAR İCAT EDEREK KİŞİLER KAYIRILMASIN”
Mevzuatta olmayan sorumluluklar icat ederek kişiler kayırılmasın. Herkes kadro unvanına uygun şekilde çalıştırılsın. Her kademedeki yöneticiler çalışanlar tarafından seçilmeli. İş yerinde cinsiyet ayrımcılığına son verilmeli. Görevlendirmeler eşit, adil bir şekilde yapılmalı. Şiddet eğilimi olan yöneticiler hiçbir şekilde görev yapmamalı. Kaynaklar kamu yararı ve hizmet kalitesi gözetilerek kullanılmalı. Sendikal ayrımcılığa, baskılara son verilmeli. Soruşturmalar adil hukuka uygun yapılmalı. Görev tanımında olmayan işler çalışanlara angarya olarak yaptırılmamalı. İş yerimizde 6331 Sayılı İş Güvenliği Kanunu ve Sağlık Bakanlığı yönetmeliklerine uygun olacak şekilde birimler düzenlenmeli, çalışan sağlığına önem verilmelidir. Alınan kararlarda çalışanlar ve sendika temsilcilerinin görüşü alınmalı. Bugüne kadar her sorunun takipçisi olduk. Bundan sonra da takipçisi olacağız.” 

banner111

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83