"HER BEL AĞRISI FITIK OLMAYABİLİR"

Bel fıtığı teşhisi konulan hastaların sadece yüzde 5'ine ameliyat gerektiği kaydedildi.

"HER BEL AĞRISI FITIK OLMAYABİLİR"
Toplumun çeşitli kesimlerinde bel rahatsızlığının oldukça yaygın olduğuna vurgu yapan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünde görevli Uzman Dr. Gülseren Sulu, “Birçok ülkede yapılan istatistiklere göre doktora müracaat nedeni olarak bel ağrısı soğuk algınlığından sonra ikinci sırayı almaktadır. İnsanların yaklaşık yüzde 80'i hayatları boyunca en az bir defa bel ağrısıyla karşılaşmaktadır” dedi.
Bel fıtığının, bel omurlarının arasında olan disk materyalinin fıtıklaşıp oradan geçen sinir sistemine ait dokuların üzerine baskısı olduğunu belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü doktorlarından Uzman Dr. Gülseren Sulu, “Bu, genellikle çağımızda diğer kas sinir sistemi hastalıkları gibi hareketsizlikten, vücudu yanlış kullanmaktan ileri gelen bir hastalıktır. En çok belden öne eğilme ve dönmeler sonucu oluşur” diye konuştu.

“HAREKETSİZ İŞ VE GÜNLÜK YAŞAM TARZI ARTIŞA SEBEP”

Sulu, bel fıtığında, fizik tedavinin akut dönemde istirahat ve ilaçlama ağrısı rahatlamayan hastalara uygulanan en önemli tedavi sistemi olduğuna vurgu yaptı. Bel fıtığı tanısı konulan hastaların sadece yüzde 5’ine ameliyat gerektiğini belirten Sulu, “Yüzde 95 olgu ilaç, istirahat, fizik tedaviye cevap verir. Son zamanlarda artış sebebiyse; hareketsiz iş ve günlük yaşam tarzı nedeniyle tembelleşen insanlarımızın en ufak bir zorlanmada direncinin kırılmasıdır” diye konuştu
Bel fıtığının genellikle vücudu yanlış kullanmaktan ileri gelen bir hastalık olduğunu hatırlatan Uzman Dr. Sulu, bunun sebebinin ise en çok belden öne eğilme ve dönmeler sonucu oluştuğunu anlattı.

“BEL FITIĞI ORTA YAŞTA SIK GÖRÜLÜYOR”

Bel rahatsızlığına her yaş grubunda rastlamanın mümkün olduğunu ancak bel fıtığının orta ve ileri yaşlarda daha sık görüldüğünü belirten Uzman Dr. Sulu, “Hareketsiz bir iş ve hayat tarzı, daha çok oturarak çalışmak, şişmanlık, ağır şeyler kaldırmak, mücadele sporları, bilinçsiz spor yapmak, yanlış oturuş ve duruş alışkanlığı, mesleğini sevmeme, huzursuz bir ortam ve stres içinde yaşama, sigara ve alkol kullanma, uzun süre otomobil sürme, bedensel faaliyetlere ısınmadan başlamak birer risk faktörüdür” ifadelerini kullandı.

“DOĞRU TEDAVİ İÇİN DOĞRU TANI GEREKLİ”

Bel fıtığının kadınlarda daha fazla görüldüğüne vurgu yapan Uzman Dr. Sulu, sözlerine şöyle devam etti: “Uygun olmayan sandalyelerin üzerinde her gün saatlerce süren bir ofis hayatına mahkûm insanlar bel fıtığının adayıdır. Doğru planlanmış bir fizik tedaviyle başarı oldukça yüksektir. Tedavi başarısında hastanın yaşı, fıtığın yeri ve şekli, hastanın mesleği, tedavi ve tavsiyelere uyumu, belle ilgili başkaca problemlerin olup olmaması ve fizik tedavinin de doğru uygulanması etkilidir. Doğru bir tedavi için, doğru tanı gereklidir.”

“AĞRI, EN BELİRGİN ŞİKÂYET”
Bel ve bacak ağrısının bel fıtığının en belirgin şikâyeti olduğunu anlatan Sulu, “Bazen bel ya da bacak ağrısından sadece biri bulunabilir. Hareket kısıtlılığı, topallayarak yürüme, vücudun bir tarafa doğru çarpılması gözlemlenebilir” ifadelerini kullandı.

Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2015, 14:08

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83